Türkiye’de etin % 50’si kaçaktır. Yani hiçbir denetime tabi olmadan kesilmektedir. Bu etler sağlığa zararlı olup olmadığı bilinmeden tüketilmekte, Türkiye’de insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bunların dışında kalan, denetlenmiş olduğu kabul edilerek ve mezbahalarda kesilerek önümüze gelen etlerin temin edildiği hayvanların beslenirken hazır, endüstriyel (kesif-yoğun) yemlerine ne ölçüde antibiyotik ve hormon katıldığını bilmeden tüketiyoruz.
1980 lerde ilaç ihtiyacının %80 ini yerli üretimle karşılayan Türkiye vardı. Bu gün en çok ciro yapan 100 ilacın 95 i ithal. Türkiye çoğunlukla orjinal ilacın kopyasını kısacası muadilini yapıyor.
Biyoemperyalizmin biyolojik silahlarından biri tohumlar ise diğeri de aşıdır.
Loboratuvarda oluşturulmuş bir grip virüsünün özellikle bir ülkeye yollanması çok kolaydır. Bundan sonra Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlar vasıtasıyla dünya basınında bu konuda birkaç abartılı haber yaptırdığınızda sizin ülkenin turizmi başta olmak üzere ekonomik sektör o sene çöktü demektir. Buna karşı sağlık bakanlığının tedbirleri ve harcayacağı para, halk arasında oluşan panik derken bir virüsle bir ülkeyi sosyal ve ekonomik kaosa sokmak mümkündür.