1912 yılında Budapeşte’de doğan Yahudi asıllı Macar dramaturg ve yazar. İlk öyküleri Keresztmetszet dergisinde yayımlandı. 1941’de basılan ilk kitabı Tengertánc (Deniz Dansı) nedeniyle politik odakların dikkatini üzerine çekti. 1942’de gönderildiği Rus cephesinden 1946’da dönebildi. Cephedeyken yazdığı Voronyezs (Voronej, 1947) adlı oyunda dünyayı saran savaş, işgal ve esaret atmosferini sert ve gerçekçi bir üslupla yansıttı. 1949’dan itibaren Gençlik Tiyatrosu’nun, 1951’den sonra Macar Halk Ordusu Tiyatrosu’nun dramaturgluğunu üstlendi. 1956 ayaklanması sırasındaki siyasal tutumu nedeniyle metin yayımlaması beş yıllığına yasaklandı. Yayın yasağından sonra çıkan ilk kitabı Jeruzsálem hercegnöje (Kudüs Prensesi) sansasyon yarattı. Bu dönemden sonra ürettiği metinlerde radikal bir üslup değişikliği kendini gösterdi. Ayrıntılı epik tasvirler ve psikolojik gerçekçilik yerine yoğun, grotesk ve minimal bir tarza yöneldi. Macskajátek (Kedi Oyunu, 1963) adlı novellası, Tóték (Tót’lar, 1967) adlı absürd oyunu ve Bir Dakikalık Öyküler’i (1968) yazarın son dönemde ürettiği en bilindik eserleridir. Bu süreçte Macaristan’ın en sevilen yazarlarından biri haline gelen István Örkény, 1979 yılında, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.
Öykü severleri
Absürt edebiyat severleri
Edebiyatta farklı teknikler uygulanmasını sevenleri buraya alalım..
Örkény ilk öyküsünde şöyle diyor: “Anlayamadığınız öyküyü tekrar okuyun lütfen. Hala anlamıyorsanız sorun okurda değil öyküdedir.”
Çevirmeni de ekliyor: “ Öyküyü anlamıyorsanız sorun ne okurda ne öyküde, çevirenin ta
Macar yazar İstvan Örkeny, yaşamındaki heyecan veren bazı anları koparıp kitabın sayfalarına yaymış...
Ya çeviriye ne demeli!
Bir Türk yazarın elinden çıkmış gibi kitap... Sımsıcak öykücükler...
Bir otobüs yolculuğunda ikram edilen kahve ile pencereden güzel manzara izler gibi gülümseyerek içilecek bir kitap...
Anlatsana Pişta!İstvan Örkeny · Yeni İnsan Yayınevi · 201617 okunma
Bir Dakikalık Öyküler: Okuması bir dakika, hayal dünyanızda gezintisi dakikalarca sürebilen öyküler.
Önceleri öykü okumayı neredeyse sevmezdim. Hele ki bir öykü kitabına para verip almak oldukça gereksizdi benim için. Sonuna gelince “Eee, yani sonuç?” diye bitirdiğim öykülerle ilişkimi ise hiç sormayın. Belki de öykü okumayı sonlarındaki bu