Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, onunla ölçüyordum."Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek..."
İçimde neler olduğunu hissetmiyor musunuz? Anlamıyor musunuz? Konuşmakta bile güçlük çekiyorum. Tam şuramda... Verin elinizi, tam şuramda bir şey, taş gibi ağır bir şey duruyor, derin bir acı duyuyormuşum gibi. Garip değil mi, acı da, sevinç de insanda aynı etkiyi yapıyor; soluğumuz kesiliyor, insanın ağlayası geliyor. Ağlasam belki rahatlarım; tıpkı büyük acılarda olduğu gibi...
avrupa, hayallerini, gerçekleştirmek için kuran insanların ülkesidir. orada gerçekleşemeyen hayal bir acı kaynağı, bir tragedya konusudur. doğu'da ise hayal bir keyif, bir gerçekten kaçma vesilesidir. doğulu, geviş getirir gibi, kendi içinde başlayıp kendi içinde biten, hedefsiz, başıboş hayaller kurar.
--