Toplumda cezaevinde bulunan kişilere karşı ciddi bir önyargı ve antipati olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak, bu örneklerde de görüleceği gibi, suça karışanlar da insandır ve herkesin bir hikayesi vardır. Elbette, suç işleyenler, kanunda yer alan yaptırımlarla karşı karşıyadırlar ve cezalarını çekmelidirler. Ancak, toplumun suç işlenmesine katkısı ne kadardır, sadece suçu işleyenler mi suçludur? Büyük ceza hukukçusu Prof. Faruk EREM’in dediği gibi “Suçluyu kazıyın, altından insan çıkar!”
İdam kararları sonrasında hakimlerin kalem kırması Cumhuriyetin ilanından sonra ortaya çıkan bir gelenek.Bu konuda bir yönetmelik yazılı bir zorunluk bulunmamasına rağmen Hakimler verdikleri idam kararlarından sonra kalemlerini kırıyorlar. Adli çevreler Türk Yargısına özgü bir gelenek olarak gösterdikleri kalem kırmanın amacına ilişkin iki farklı açıklama yapıyorlar. Buna göre idam cezası veren hakim " Bir daha böyle bir karar vermek istemedim göstermek için kalemim kırılsın da bir daha idam cezası vermek kısmet olmasın." anlamında kalemini kırıyor. Kalem kırmanın bir diğer anlamı ise " İdama mahkum edilen sanık hakkında artık yazılabilecek hiçbir şey kalmadığından" diye ifade ediliyor.