Izzet Özgenç

Izzet ÖzgençTürk Ceza Hukuku Genel Hükümler yazarı
Yazar
8.8/10
7 Kişi
21
Okunma
1
Beğeni
564
Görüntülenme

Hakkında

Prof.Dr. İzzet Özgenç 1 Şubat 1960'da Trabzon’un Araklı ilçesi Yeşilköy köyünde doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer’in asistanlığını yaptı. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Yrd. Doç. ve Doçent unvanlarını elde etti. 2001 yılında göreve başladığı Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2006 yılında profesör unvanını aldı. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ceza Hukuku derslerini vermekte. Mart 2007’de YÖK’e bakanlar kurulu kontenjanından seçildi. Yusuf Ziya Özcan’ın YÖK Başkanı olmasının ardından 2008 yılında genel kurulun seçimiyle YÖK Başkanvekilliğine getirildi. Ocak 2010’da YÖK Başkanvekilliğinden istifa etti ve YÖK Yürütme Kurulu üyeliğine seçildi. 2010 yılında Türk- Alman Üniversitesi’ne rektör adayı olduğu için YÖK Yürütme Kurulu’ndan ardından da YÖK üyeliğinden istifa etti. 2005 yılında yürürlüğe giren ve Türk ceza sisteminde köklü değişiklikler öngören, TCK, CMK, CİK gibi yasaların hazırlanması için oluşturulan ‘bilim kurulu’nda görev yaptı. Hem yasaların hazırlanmasında hem de Meclis’teki komisyonlarda bilim kurulu üyesi olarak bizzat yer aldı. Daha sonra hükümet tarafından ceza yasalarıyla ilgili hazırlanan her türlü yasal çalışmada da görüşü alınan akademisyen grubun içinde yer aldı.
Unvan:
Hukukçu
Doğum:
Trabzon, Araklı, 1 Şubat 1960

Okurlar

1 okur beğendi.
21 okur okudu.
1 okur okuyor.
2 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Kusursuz ceza olamaz" ilkesi, ceza hukukunun temel prensipleri arasında yer alır. Kusur ilkesi ile objektif sorumluluk ya da netice sorumluluğu esası terk edilmiştir. Bu ilkeye göre; fail, işlediği suçtan dolayı ancak kusurlu ise ve yalnızca kusuru oranında cezalandırılacaktır. Ortada bir suçun bulunması, her zaman failin cezalandırılabileceği anlamına gelmez. Fail hakkında ceza yaptırımının uygulanabilmesi için, suç teşkil eden haksızlık dolayısıyla failin kusurlu sayılabilmesi gerekir. Şayet somut olayda kusurlu addedilemiyor ise fail cezalandırılamaz.
Sayfa 27
Suç, bir haksızlık olmakla birlikte her haksızlık kanunlarda suç olarak tanımlanmış değildir. Bazı davranışlar, her ne kadar haksızlık oluştursa da bu haksızlıklar karşısında, örneğin özel hukuk yaptırımları ya da idari yaptırımların uygulanması ile yetinilir. Zira ceza hukuku yaptırımları birey hak ve özgürlüklerine doğrudan müdahale niteliği taşıdığı için "son çare" olarak görülmelidir.
Sayfa 18
Reklam
Üçüncü ihtimal, meşru savunmanın sınırının mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaş nedeniyle aşılmış olmasıdır. Bu hâlde, kişinin hukukunun gereklerine göre davranışlarını yönlendirme yeteneği ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla, bu gibi hâllerde kişinin kusurlu olduğundan bahsedilemez. Kişinin, savunma ölçüsünde sınırı aşması hâlinde sorumluluğunu tayin ederken içinde bulunduğu ruh hâli göz önünde bulundurulacaktır. Örneğin, kardeşine yönelik silahlı saldırı sonucunda kardeşinin isabet alarak kanlar içinde yere düştüğü bir olayda, kardeşine yönelik silahlı saldırının devam etmesi üzerine telaşa kapılarak silahını çekip şarjördeki tüm kurşunları saldırgana sıkan kişi açısından bu hâl söz konusu olacaktır.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok