J.B. Tavernier

J.B. TavernierTavernier Seyahatnamesi yazarı
Yazar
8.7/10
6 Kişi
20
Okunma
2
Beğeni
668
Görüntülenme

Hakkında

Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689), Parisli bir seyyah ve Hindistan-Fransa ticaretinin öncülerindendir. Babası ve amcası haritacı olan Tavernier onların etkisiyle seyahat etmeye karar verdi. 16 yaşına geldiğinde İngiltere Hollanda ve Almanya’yı gezmişti. Nuremberg’de tanıştığı Albay Hans Brenner’ın amcası Macaristan Genel Valisinin evinde geçirdiği 5 yıl ve orda kurduğu bağlantılar ona ilerleyen hayatında büyük fayda sağladı. Ayrıca bu dönemde savaşlarda yer alarak askeri tecrübe de kazandı. “Le Six Voyages de J.B Tavernier” adlı eserinde belirttiğine göre, 1630 yılında III. Ferdinand’ın kraliyet törenine katılmak amacıyla Regensburg’a yola çıkmıştır. Ancak bu tören 1636 yılında gerçekleşmişti. Dolayısıyla bu törene ilk ve 2. Yolculukları arasında katılmış olması muhtemeldir. Kendi sözlerine göre o zamana kadar İtalya, İsviçre, Almanya, Polonya ve Macaristan, İngiltere, Hollanda ve Fransa’yı gezmişti ve bu ülkelerin ana dillerini konuşabiliyordu. Dolayısıyla bundan sonraki seyahatlerini Doğu’ya yapmaya karar vermişti. Regensburg’da Peder Joseph’in yardımlarıyla Doğu Akdeniz’e yolculuk eden bir seyyah grubuna katılmayı başardı ve onlarla birlikte 1631’de İstanbul’a vardı. 11 ay burada kaldıktan sonra Tokat, Erzurum, Erivan ve İran’a geçti. Bu ilk seyahatinde gittiği en uzak yer İsfahan’dı. Bağdat, Halep, Malta ve İtalya’yı da gezerek 1633 yılında Paris’e geri döndü. Takip eden 5 yıl içerisinde ne yaptığı tam olarak bilinmemekle birlikte Orleans düküyle yaşadığı sanılmaktadır. 1638-43 yılları arasında 2. Yolculuğunu gerçekleştirdi. Bu yolculuğunda Halep’ten İran’a, oradan da Hindistan’a geçen Tavernier Agra ve Golkonda’ya kadar seyahat etti. Bu seyahatinde Moğol İmparatorluğuna ve elmas madenlerine yaptığı seyahatlerle büyük oranda değerli taşa sahip olan Tavernier önemli bir tüccar haline geldi. Müşterileri arasında Doğu’nun en önemli prenslerinin dahi bulunduğu Tavernier, bu 2. Seyahatinden sonra 4 seyahat daha yaptı. 3. Seyahatinde Java’ya kadar giderek Cape’ten geri döndü. Son 2 seyahatinde Hindistan’ın ötesine seyahat etmedi, ancak bu yolculuklar sayesinde Doğu ticaretine ve ticaret yollarıyla ilgili bilgisi çok üst düzeye çıktı ve Doğu’nun en önemli insanlarıyla dostluk ilişkileri kurdu. Bu ilişkiler ona büyük bir servet ve ün sağladı ve 1669 yılında Fransa Kralı XIV. Louis tarafından hizmetleri karşılığında soyluluk unvanı verildi. Ertesi sene de Cenova yakınlarındaki Aubonne baronluğunu satın aldı. Rahat ve mutlu bir yaşantıya sahip olan Tavernier, bu yıldan sonra kralın isteğiyle gezilerindeki gözlemlerini kaleme almaya başladı. Bilimsel bir seyyahın aletlerine ve gözlem gücüne sahip olmadığı için Fransız edebiyatçısı Samuel Chappuzeau’nun yardımını aldı ve bu yardımla 1675 yılında 1. ve 6. seyahatlerindeki bilgilerine dayanarak İstanbul’u ve Osmanlı Devleti’ni anlatan “Nouvelle Relation de l’Interieur du Sérail du Grand Seigneur” (Büyük Padişahın Sarayının İçinden Yeni Hikâyeler) kitabını yayınladı. Ardından ertesi yıl Le Six Voyages’ı (Altı Seyahat), 1679’da ise Recueil de Plusieurs Relations (Birçok seyahatin derlemesi) adlı eserlerini yayımladı. Hayatının son yıllarına dair fazla bilgi bulunmayan Tavernier, 1689 yılında Moskova’da, belki de Hindistan’ın ötesine seyahat edeceği yeni bir yolculuktayken vefat etti. Tavernier’nin seyahatlerinin, birçok kez yeniden yazılmış ve çevrilmiş olmalarına rağmen önemli bir eksikliği vardı: yazarın asıl amacı başka tüccarlara rehberlik etmek olduğundan çoğu yerde kronolojik sıradan kopularak bulunan bölgeye dair başka seyahatlerden bilgi verilmişti. Ancak yine de bu eksiklik eserin tarihsel açıdan önemini azaltmaz. Ayrıca doğumunun 400. Yılında 2005’te İsviçreli yönetmen Philippe Nicolet onun seyahatlerini anlatan bir film çekmiştir.
Tam adı:
Jean-Baptiste Tavernier
Unvan:
Parisli bir seyyah
Doğum:
Paris, Fransa, 1605
Ölüm:
Moskova, Rusya, 1689

Okurlar

2 okur beğendi.
20 okur okudu.
1 okur okuyor.
15 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İstanbul'da gemiye binilerek, uygun bir rüzgârla dört ya da beş günde Trabzon'a gelinebilir; fakat bu pek tehlikeli bir deniz yolculuğudur; çünkü bu denize sis ve bora hâkimdir. Bu sebeple ona Karadeniz adı verilmiştir; canlı ya da ölü bütün dillerin umumi felsefesine göre uğursuz ve karanlık olan her şeye "kara" adı verilmiştir.
Adam çözmüş bizim milleti...
İranlılar ve Türkler, eski binaları iyi hâlde tutmaktan çok, yeni binâlar inşâ etmeyi tercih ederler.
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
114 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
17. Yüzyıl seyahat tutkunu Fransız, Dördüncü Murad'ın Bağdat fethi devrelerinde Türkiye ve İran'a yolculuklar yapar. İran ve Türk topluluklarının dini, ticari hayatları ve kültürleri ile ilgili tespitlerde bulunur. Seyahatname tarzı sevenler bir göz atsın.
XVII. Asır Ortalarında Türkiye Üzerinden İran'a Seyehat
XVII. Asır Ortalarında Türkiye Üzerinden İran'a SeyehatJ.B. Tavernier · Tercüman Yayınları · 198019 okunma