Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

J. M. Dematteis

8.2/10
26 Kişi
79
Okunma
0
Beğeni
539
Görüntülenme

J. M. Dematteis Sözleri ve Alıntıları

J. M. Dematteis sözleri ve alıntılarını, J. M. Dematteis kitap alıntılarını, J. M. Dematteis en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şifalı otlar,kökler ve iksirler;ne ölen bir ruhu gençleştirebilir ne de bozulmuş bir çağın ağırlığı altında ezilen bir kalbi iyileştirebilir.
Annem ve babam bugün hayatta olsalardı,medeniyet denen bu korkmuş ve yaralı hayvana tanımayan gözlerle bakarlardı.
Reklam
Her adamın… her kadının… her ulusun… her çağın Örümcek’i vardır. Sen benimki oldun. Ne büyük bir yük. Ne büyük bir şeref.
Sayfa 118 - KravenKitabı okudu
"Bu biyogrofiyi gerçek kabul edebilir, ona peri masalı diyebilir veya içinizi nasıl rahatlatacak o şeki tanımlayabilirsiniz," diyordu; "Ama şu kadarını bilin ki, ne şekilde sınıflandırılırsa sınıflandırılsın gerçekliğini koruyacak anları var..."
Sayfa 7 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Ne desem boş. İnsan denen mahluk bazen mantıksız dürtüler tarafından ele geçiriliyor... Garip gurup, amacıyla çelişen, ne kadar derin analizler yaparsak yapalım hakkında mantıklı bir açıklama yapamayacağımız içtepiler oluyor bunlar. Ya da belki de durum salağın teki olmamdan ibarettir.
Sayfa 163 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Yahu... O Kaskalnikov var ya? Bendim lan o! Yani peki, belki bir rehin dükkanı sahibini bunun verdiği entelektüel haz uğruna öldürmedim ama... Ama içimde bir parça vardı, derinlerdeydi, karanlıktı ve ödümü bokuma karıştırıyordu... Benim daha beterini yaptığımdan emindi bu parça... Gerçi sorarsanız o daha beter neydi, söylemekte zorlanırdım.
Sayfa 196 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Sanıyorum ki, yetişkinler olarak gençliğimizde hasretini çektiğimiz şeylerin üstünü şımarıklık olarak, at koşturan hormonların birer sonucu, berbat bir sivilcenin psikolojik muadili olarak çizip atmaya meyilliyiz.
Sayfa 367 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
"Ölülerin, ölmeye yüz tutanların ve ölmekten beter olanların şehri"
Sayfa 10 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
İşin sıkıntısı şurada ve daima başımı belaya sokan nokta da burası: Bana kalırsa, insanların büyük bir kısmının yaptığı, ellerinden gelenin en iyisi. Hitler muhtemelen elinden gelenin en iyisini yaptığını düşünüyordu, elinden gelenin en iyisi iyiy bir şey değildi sadece, o kadar... Kibar tabirle.
Sayfa 283 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Doğduğunuz vakit, sizi emip ve yaşamdan yoksun bir pelteye çevirene kadar ağızlarında çiğniyorlar! Ardından da tükürüp atıyorlar! Hüff! Artık onların dünyasında yaşamaya, olup olacağınız en hazır haldesiniz. Zihniniz, barındırdığı son zeka kırıntısıda beş para etmez bir toz yığını haline gelene kadar ezilip un ufak ediliyor. Peki ya, çiğnenip geri tükürüldükten sonra hala kendiniz iseniz? Kafatasınız çatlamış ama beyniniz hala çalışır vaziyetteyse, omurganız tek parça halindeyse? Gözleriniz? Gözlerinizde hala isyankar bir keyif pırıltısı varsa? İşte o zaman korkuyorlar, ensenizden tekrar tutuyorlar ve tekrar öğütülüyorsunuz. Orada öylece ONLARIN bağırsaklarında, sonunda azat olmuş bir şekilde oturur bulursunuz kendinizi. Yeniden kendiniz olmak için özgürsünüzdür. Tekrar var olmak için özgürsünüzdür. İŞİN tek sıkıntısı midenin tiksindirici çukurlarında kaybolmuş geçirdiğiniz bütün o zamanların ardından kim ve nereye ait olduğunuzdan, ne yapmanız gerektiğinden emin olamayışınızdır. Tek bildiğiniz kafa karışıklığıdır. Kafa karışıklığı ve nefret. Kafa karışıklığının yarattığı sis, ne yaparsa yapsın nefreti boğamaz. Ah, ama saklayabilir. Hatta belki görüntüsünü bile değiştirebilir ama ateşlerini söndüremez. Varlığından emin olduğunuz tek şey nefrettir. SİZE bunu yapan hayvanlara duyduğunuz katıksız nefret. Keskin, hararetli bir nefret... İşte benim şimdi geldiğim nokta bu. Mart 1, 1974
Sayfa 275 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
... Sadece bu et, bu "mont"... Biz değiliz, değiliz işte.
Sayfa 153 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Yaşamlarımızda, dışarıdan bakınca ehemmiyetsiz, bir ağırlığı olmayan ve bütünüyle sıradan görünen belli başlı anlar olur. Ancak geriye dönüp de baktığımızda (bir şeylerin değerini sonradan anlamak mefhumunun hepimizi ağırbaşlı insanlar haline getirmesi ne kadar şaşırtıcı değil mi?) bu anlar, bünyelerinde karmamızın en temel taslaklarını barındırırlar.
Sayfa 129 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
"Aşık olduğumuzda, aşkımızı yönelttiğimiz şey, içimizde bir yere dokunur... Bu yerde biz, aşkın bizzat kendisiyizdir."
Sayfa 340 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
Adam Batının insanları olarak, maneviyatımız ile bağımızı kaybettiğimizi ve bu yüzden de, başka çağlarda ve kültürlerde ilahı olanın izinde sarfedilen enerji ile odaklanmanın, romantik aşk peşinde koşmaya gittiğini söylemiş. İdeal benliğimizin, içimizdeki Tanrının görüntüsünü münasip bir perde üzerine düşürerek, kendi ruhumuzun yansıması olan kusursuz eşler yaratıyormuşuz. Elbette, ruhumuzun filmini üzerinde oynattığımız ve kendi ruhunun filmini de üzerimizde oynatan bu kişiler kusursuz olmuyor. Onlar da geri kalanlarımız gibi kusurlu insan evlatları. Ve bunun farkına vardığımızda, projektörümüzün fişini söküp yolumuza devam ediyor ve filmlerimizi üzerine yansıtacak yeni bir ekran aramaya başlıyoruz.
Sayfa 342 - Arkabahçe YayıncılıkKitabı okudu
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.