İngilizler Van Diemen Ülkesi ne yerleştiğinde adada 4.000 Aborijin yaşıyordu. Aborijinlerin, Beyaz işgalcilere karşı nerdeyse hiçbir yasal güvencesi yoktu ve iddialara göre köpekleri beslemek için kanguru avcıları tarafından vuruluyorlardı.
Carrier sadece giyotine başvurmakla kalmıyor, ayrıca toplu idamları tercih ettiğinden şüphelileri mavnalara dolduruyor ve sonra su altında bırakıp boğuyordu. Carrier bunu “dikey sürgün” olarak adlandırmıştı.
Bunun yanı sıra kadınlar “yüzme” yöntemiyle de sınanabiliyordu. Suya atıldıklarında batmıyorlarsa bu cadı olduklarını kanıtlıyordu. Hopkins’in asılsız iddiaları sonucunda yaklaşık 300 kadın asıldı.
Dini kurallar, Engizisyonun sorgu sırasında kan dökmesini yasaklıyordu. Fakat mahkemenin isminden bile o kadar korkuluyordu ki mahkuma suçunu itiraf ettirmek için “işkence aletlerinin önüne çıkarmak”, yani conspectu tortorum yapmak yeterli oluyordu.
1340’lı yıllarda Avrupa, tarihinin en yıkıcı salgın hastalığı olan büyük veba salgını ile karşı karşıya kaldı. Net bir ölü sayısı vermek imkansız olsa da 1420 yılına kadar kıta nüfusunun üçte birine düştüğü söyleniyor.