Lawrence 10 Ağustos’ta yakalandı ve ızgara demirinde yakılarak öldürüldü. Son sözleriyse şöyleydi: “Assai, est; versa, et manduca!" (İyi pişmiş; çevirin ve yiyin!)
BİZANS İMPARATORLUĞU NUN SONU
1453 yılına gelindiğinde Bizans İmparatorluğu, topraklarını Anadolu’dan Balkanlar a kadar genişletmiş olan Osmanlı lar tarafından tamamen istila edilmişti. Konstantinopolis’in ele geçirilmesini engelleyen tek şey şehrin güçlü surlarıydı. Sultan II. Mehmed, Hıristiyan inancının ve imparatorluk itibarının merkezi olan şehri almaya kararlıydı. 100.000 kişilik bir ordunun yanı sıra aynı büyüklükte bir donanmaya sahip olan sultan, Konstantinopolis’i hem karadan hem denizden kuşattı. Son Bizans imparatoru XI. Konstantin’in ise yalnızzca 8.000 kişilik bir garnizonu ve birkaç yabancı destekçisi vardı. Birkaç ön saldırının sonrasında 29 Mayıs’ta Türkler kararlı bir şekilde taarruz ederek surları geçti. İmparator Konstantin karşı saldırıya geçmeye çalışırken hayatını kaybedince şehir Türk ordusuna karşı tamamen savunmasız kaldı.
Konstantinopolis’in Yağmalanması
Mehmed adamlarına şehri yağmalamak için üç gün izin verdi. Erkek, kadın, çocuk ayırt etmeden sokakta her kimi gördülerse öldürdüler. Saraylar, kiliseler ve kutsal binalar talan edildi. Birçok rahip ve rahibe yakalanmamak için kendilerini kuyu şaftlarına attı. Kayıtlara göre şehirde “yağmur yağar gibi kan akıyordu” ve cesetler denizde “karpuz gibi” yüzüyordu. Toplamda 4.000 asker ve sivil öldürülmüştü.
İşte yine size tarihi farklı bir gözden izleyeceğiniz harika bir eser egolarını tatmin etmek için yaşayan hükümdarlar şizofrenik duygularını bastırmayan liderler yaşama hakkın sadece üst tabakaya ait olduğunu sanan narsist tarihin utanç karakterleri.
Cengiz Han düşmanlarına korku salma konusunda ustaydı. Ordusu bir şehri ele geçirdiğinde her Moğol savaşçısının öldürmesi gerektiği belirli bir insan sayısı vardı. Emrin yerine getirildiğini kanıtlamak için katledilenlerin kulaklarını çuvallara topluyorlardı. Başlarındaki subay bunları daha sonra sayıyordu. Katliamın üstünden birkaç gün geçtikten sonra birlikler şehri tekrar kolaçan edip varsa enkazda saklanıp hayatta kalmış olanları da öldürüyorlardı. Bu yöntemler öyle korku saçıyordu ki birçok şehir Moğol ordusuyla savaşmaktansa merhametli davranacaklarını umarak teslim oluyordu.