Çok büyük bir heyecan ile okuduğum bir kitap oldu. Yorumuma nasıl başlasam diye yine kara kara düşündüm doğrusu. Çünkü böyle bir şaheserden hangi cümleleri ile anlatabilirim diye endişe yaşıyorum. Neyse ufaktan söze girmek istiyorum ben.
Sizi bilmiyorum ama ben itiraf etmeyi isterim ki Hasan Sabbah'a karşı gizli bir hayranlık duyuyorum. Çünkü yapmış olduğu eylemler çok kuvvetli bir zekanın sonucundan başka bir şey değil. Bu zeka karşısında etkilenmemek ise elde değil. Haşşaşileri hepiniz duymuşunuzdur. Bildiğiniz gibi Hasan Sabbah kendisi için fedailer yaratıyor. Bu fedaileri haşhaş verip uyuşturarak, yaratmış olduğu ve adına da cennet dediği bahçelere götürüyor. Fedailer kendilerini gerçekten cennette zannediyorlar. Bu olaydan sonra Hasan Sabbah ne isterse yapmaya başlıyorlar onun için. İbn-i Tahir,Yusuf ve Süleyman... İbn-i Tahir,Hasan Sabbah için Nizâmülmülkü öldürüyor. Biri kalbine bıçak saplarken,diğeri ise kendisini Alamut'tan aşağı atıyor. Çünkü üçü de bunu yapınca cennete sonsuza kadar ulaşacaklarını düşünüyorlar.Haşşaşiler,Alamut Kalesi, Nizamülmülk, Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılışı, Ömer Hayyam gibi birçok konuya atıfta bulunulmuş kitapta. Tarihi bir konu çok güzel hikayeler ile perçinlenmiş. Herkesin bu kitabı muhakkak okuması gerektiğini düşünüyorum. Ben o kadar çok etkilendim,öyle çok beğendim ki kitabın hiç bir eksi yanını göremiyorum bu yüzden. Heyecanla,akıcı bir şekilde ilerliyordu.