... Genel konu kadınların susturulmasıydı, sadece İran'da değil, bütün dünyada: "Ne düşündüğümüzü söylemeye cüret ettiğimiz için hangi dilde bize aptal denmedi ki?.. Bizi tüm dillerde peçeye soktular: Bedende ve düşüncede. Özelde ve kamuda."
Doğu; Batının sömürgeleştirici aklına sunulmuş, ama hep sınır olarak kaldığından sonsuza dek erişilmez kalan Doğu: içinde Batının oluştuğu, ama bu arada bir bölme çizgisi de çizdiği başlangıç gecesi olarak Doğu, Batı olmayan her şeydir; ama Batı ilk hakikatini yine de Doğuda arar.
Modern dünyamız halka açık işkencenin yerine daha az görünür bir cezalandırma sistemi geçirmiştir, bu sistem sanki daha insancıl, daha insaflıymış numarası yapar, fakat aslında tam tersidir. Modern toplum, incelikli fakat aynı zamanda daha sinsi terbiye pratikleri icat etmiştir. Bedeni ve zihni denetleme yöntemleri hapishanelerle sınırlı değildir, bütün topluma nüfuz eder ve askeriyede, okullarda, fabrikalarda, başka işyerlerinde mevcuttur. Dahası, modern toplumun terbiye pratikleri yurttaşlar tarafından içselleştirilmiştir, yurttaşlar kendilerine polislik yapar. Foucault'ya göre, aslında bu modern terbiye pratikleri, delilerin ya da suçluların fiziken cezalandırılığı eski yöntemlere kıyasla özgürlüklerini daha çok kısıtlar. Bunun sebebi, modernlik öncesinde bireylerin en azından, kendilerine yanlış yapıldığını ve insanlık dışı muamele edildiğini düşünme özgürlükleri olmasıdır.
Sessizlik, insanlarla ilişki kurmanın çok ilginç bir yolu olabilir. Sessizliğin, kültürümüzden ne yazık ki kaybettiğimiz şeylerden biri olduğunu düşünüyorum.
Ekim ve Kasım aylarında Humeyni'nin Fransa'daki destekçileri İslamcı söylemin sertliğini nasıl yumuşatacağı konusunda ona akıl vermişti. O da söylemini bir parça yumuşatmış, ayrıca İran'da demokrasi, bağımsızlık, özgürlük çağrısı da yapmıştı.
... Genel konu kadınların susturulmasıydı, sadece İran'da değil, bütün dünyada: "Ne düşündüğümüzü söylemeye cüret ettiğimiz için hangi dilde bize aptal denmedi ki?.. Bizi tüm dillerde peçeye soktular: Bedende ve düşüncede. Özelde ve kamuda."
Yunan ve Roma çağında cinsellik serbestti, kendisini hiç zorlanmadan dışavuruyordu, erotik sanat biçimindeki bir söylemi etkin bir şekilde geliştirmiş ve her halükarda bu söyleme sadık kalmıştı. Sonra araya Hristiyanlık girdi. Batı tarihinde ilk defa Hristiyanlık cinselliğe büyük bir yasak getiriyordu, hazza "hayır" diyordu.
Dünyada aydınların hayal edebileceğinden daha fazla fikir var. Bu fikirler, "siyasetçilerin" düşündüğünden daha faal, daha güçlü, daha dirençli, daha tutkulu.
Dünyada aydınların hayal edebileceğinden daha fazla fikir var. Bu fikirler, "siyasetçilerin" düşündüğünden daha faal, daha güçlü, daha dirençli, daha tutkulu.