Burnumu sokmak için söylemiyorum; ama sakın kendinden kaçıyor olmayasın.
Yok. Sanırım değil. Neden öyle dedin? Çünkü kendinden kaçan ardında hep düşmanının gölgesini görür ve koşar, çatlayıncaya kadar duramaz.
Hani elinizdeki muhteharika bir kitap biter ve sıradaki ne kalite, ne içerik, ne kurgu olarak onu yakalayamaz…ama normal bir zamanda o kadar da çöp bir metin değildir de…talihsizlik okuma sırası olmuştur ya…
Adria Arvedol isimli bir çocuğun kişisel tarihinin ayrıntılarıyla Avrupa kıtasının tarihsel dönemeçleri arasında geçişler yapılarak yazılmış bir kitap. Teknik olarak alışılmışın dışında, oldukça karmaşık bir kitap bu. Karmaşık, ama muhteşem.
Baş karakter koltuğunda oturan kişilerden biri 1764’ten kalma bir keman. Öyle ki, bu çatlak kemanı çekip
İtiraf Ediyorum’da, hayatının sonuna yaklaşan baş karakter Adria Ardevol dönüp geçmişine bakarak, yer yer onla hesaplaşarak, hayatını sevdiği kadın Sara’ya anlatıyor. Konu sizi hiç yanıltmasın, oldukça sıradışı ve olağanüstü bir metinle karşı karşıyayız. Jaume Cabre, kurguyu nerdeyse geçmişten günümüze tüm bir insanlık tarihi ile harmanlayıp,
İtiraf Ediyorum, romanın baş karakteri olan Adria Ardevol'ün ömrünün sonuna yaklaşmışken geçmişe olan yolculuğunu, hesaplaşmalarını ve itiraflarını hayatının tek aşkı sevgilisi Sara'ya anlatmasını konu ediniyor. Basit, yalın bir konu gibi gözükse de kitabı okuduğunuz zaman asla böyle bir kurgu olmadığını anlayacaksınız.
Katalan yazar