İngilizler ve Yahudiler gibi bazı halklarda yerleşik bir tavır olan şaka Çeklerde de bir gelenektir. Kundera'nın 'Prag ruhu' diye adlandırdığı bir milli haslet: "Kafka'nın Şato'su ve Hasek'in Aslan Asker Şveik'ı işte bu anlayışla yoğrulmuştur. Olağandışı bir gerçeklik duygusu. Sıradan insanın bakış açısı. Aşağıdan görülen tarih. Kışkırtıcı basitlik. Saçmadaki deha. Sonsuz kötümserliğin mizahı. Sözgelimi bir Çek göç etmek için vize başvurusunda bulunur. Görevli ona sorar: 'Nereye gitmek istiyorsunuz?' 'Fark etmez,' diye cevap verir adam. Bunun üzerine önüne bir dünya küresi çıkarılır. 'Lütfen, seçin.' Adam küreye bakar, dünyayı yavaşça döndürdükten sonra, 'Başka bir dünya yok mu?' der."
Uzunca bir süredir bu dünyayı alaşağı etmenin, ayrıca onu ne yeniden şekillendirmenin ne de talihsizce ilerleyişini durdurmanın mümkün olmadığını anlamış bulunuyoruz. Geriye tek bir direniş kalıyor: "Dünyayı ciddiye almamak."
Sayfa 268 - Agora Kitaplığı, çev. Osman AkınhayKitabı okudu
Dönüş, Yunanca’da nostos demek. Algos, keder anlamına geliyor. Yani nostalji doyurulamamış dönüş arzusundan kaynaklanan bir keder. (...) Bu etimolojik aydınlatmanın ışığında, nostalji, bilmemenin acısı olarak ortaya çıkıyor. Uzaktasın ve ben sana ne olduğunu bilmiyorum. Ülkem uzakta ve ben orada neler olduğunu bilmiyorum.
Milan Kundera hakkında daha detaylı biyografiler okumak isterim. Henüz tüm kitaplarını okuma fırsatım olmasa da; uzun zamandır aklımın bir köşesinde. Birçok yazarla yazdıkları sayesinde bağ kurabilmeme rağmen, konu Kundera olunca henüz o bağı kurabilmiş değilim.
Bu biyografi kitabının yazım süreci de en az kendisi kadar tartışmalı oldu. Osman