Jean Thevenot

Jean ThevenotThevenot Seyahatnamesi yazarı
Yazar
9.0/10
3 Kişi
16
Okunma
0
Beğeni
461
Görüntülenme
(Türkler) her şeyin üstünde Tanrı'nın adına büyük hürmet gösterirler, eğer yolda bir kâğıt parçası bulurlarsa, çok küçük de olsa, onu itina ile alırlar ve duvardaki bir deliğe koyarlar, bunu şöyle açıklarlar: Tanrı'nın adının bu kâğıda yazılmış olabileceğinden veya yazılabileceğinden, duvardaki deliklerin her zaman kâğıtla dolu olduğu görülür. Bu sebeple hiçbir zaman kâğıtları kolay harcamazlar, bu büyük bir suç olurdu, bu sebeple eğer bu âdete uymayan bir Hristiyan görürlerse ona sopa çekerlerdi.
Kur'an, Türklere faizle borç vermeyi yasak etmiştir ve bu onlar arasında çok büyük bir günah sayılır, bundan çok çekinirler. Bununla beraber onlar arasında tefeciliğin biraz farklı şeklini yapanlar vardır. Mesela bazı kimseler mallarını kredi ile çok pahalı satarlar. Sonra malı alan borçlu dükkândan çıkmadan bu aldığı malı çok ucuza geri satar. Malı satan tacir parayı öder. Borçlu ise pahalıya alıp ucuza sattığı için devamlı borçlu kalır.
Reklam
Türkler masraflı ziyafetler vermezler, bir Türk'ün kendi yıkımına yol açacak güzel yemekler yaptığı hiç işitilmemiştir. Onlar az şeyden memnun olurlar, iyi bir aşçı bu memlekette pek iş yapamaz.
İstanbul'u gören herkes,onun bütün dünyaya hâkim bir konuma sahip olması sebebiyle, dünyanın en güzel yeri olduğunda birleşirler.
İstanbul'da birçok hususî saray daha vardır, fakat onlar dıştan bakınca hiçbir güzelliğe sahip değildirler, bilâkis çok çirkindirler, onların dış görünüşü itibariyle güzel olmamalarının sebebi hükümdarı kıskandırmak korkusu olmalıdır.
Ağlamayı bilmeyenler veya ağlayamayanlar ya da bu zahmete girmek istemeyenler (taziyelerde) ağlayıcı kadınlar tutarlar. Bu kadınlar çok iyi para kazanırlar.
Sayfa 107 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Türk gibi kuvvetli" deyişi asla boşuna söylenmemiştir.
Sayfa 63 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Terzi usulü bağdaş kurarak oturur ve sofranın çevresini dolanabilecek kadar uzun mavi bir peçeteyi hep birlikte kullanırlar. Bismillah dedikten sonra birer ayak uzunluğunda tahta kaşıklarla pilavlarını yerler.
Karagöz'e yaptırılan edepsizlikler
Bir keresinde bir dönmenin evinde bulundum, bana yemek verdikten sonra bir kukla gösterisi yaptı. Bağlı olduğu kimse Kandiye'de Türk ordusunun kumandanı Hüseyin Paşa'nın yanında bulunuyordu. Bu beyin hanımı biraz kuklalar ile eğlenmek isteyerek bizim bulunduğumuz salona bakan odanın kapısı önüne bir halı gerdirdi. Bu hanım, üç saatten fazla bir zamanın geçmesine rağmen oyun bitmeden buradan ayrılmadı, çünkü onlar istedikleri kadar bunu sürdürebilirlerdi ve kuklalar arasında esas şahıs olan Karagöz'e yaptırılan edepsizlikleri seyretmekten utanmadığına hayret ettim.
Cennet anaların ayağı altındadır
Türkler, kadınların cennete gitmeyeceklerine inanırlar ve onları çok çok akıllı hayvanlar derecesinde görürler. Not: Birçok seyyah gibi Thevenot da işine geldiği gibi yazmıştır.
Sayfa 106 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Türkler, güzel sakallı adama çok itibar ederler. Bir adamın sakalını çekmek, çok büyük bir hakarettir.
Sayfa 64 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Yemek için yaşama, yaşamak için ye.
Sayfa 110 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Türkler saçlarını kazıtırlar ve Frenkler'in saçlarını uzatmalarını tuhaf karşılarlar. Çünkü "şeytan uzun saça yuva yapar" derler. Saçlarını kazıttıkları için de bizim saçlarımızı iyi taramazsak maruz kaldığımız bin bir türlü pislikten kurtulmuş olurlar.
Sayfa 64 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Resim