« Şayet dört boyutlu görebilseydik, sağa ve sola baktığımız kadar kolayca zamana bakabilirdik. O zaman bir kişiye baktığımızda onun hayatındaki her olayı görebilirdik. »
Işık hızından nasıl daha hızlı gidilebileceğini sormak, Kuzey Kutbu"ndan kuzeye doğru nasıl gidileceğini sormaya benzer; zira Kuzey Kutbun"dan hangi yöne giderseniz gidin güneye gidersiniz.
Kitabın hemen her sayfasında uzayda yerçekimi savaşlarını ve oluşturduğu zamanı okuyacaksınız. Uzayzaman kabulleri, Einstein ve Newton’un keşfettikleri, E=mc2’nin ne kadar çok kullanım alanı olduğunu, kara delikler...vs.
Genel ve özel göreliliğin teorik olarak özetini okuyacaksınız yani.
Temelde okuduğunuz şeyler Optik (ışık hızı, yolu ve kırılması”kıvrılması”) ve Coğrafyanın (kutup ve ekvatordaki hız ve yerçekimi varkı, zaman farkı) uzaydaki hali diyebilirsiniz. Uzayın coğrafyasında ve optiğinde zamanda yolculuk yaparak fizik ve matematik teorilerini işliyorsunuz.
Eğer konuyu daha önce incelemediyseniz okuma sırasında internettende faydalanmanızı önerebilirim. Çünkü çok farklı ifadeler ve örneklemeler kullanılmış. Buda görelilik gibi bakış açısına göre farklı tarzlara bürünebilir. Herkesin aynı benzetmelerle anlaması korkutucu olurdu.
Bütün kitabı tabiki anlayamayız bir Astrofizikçi, kuantum fizikçisi vs. değiliz. Ama temel şeyler var ki anlamak kesinlikle zevk verecektir.
Okurken olaylara kendiniz kaptırıp, bol bol bakış açınızı değiştirerek anlamaya çalışırsanız bence güzel bir bilimkurgu filmi canlanır aklınızda.
Not: Kendi bakış açınızlada eğlenmeyi unutmayın. Örnek: ben gözlükçü moduna girdim biraz.
‘Kara deliğe yaklaşanda normal zaman gözlüğü var, kara deliğe yaklaşanı izleyende yavaş zaman gözlüğü var.’
Kitabın dili çok ağır değildi ama zaman zaman herkesin anlayabileceği bir dil kullanılmasına rağmen bazı noktalarda çeviriden kaynaklanan sorunlar olduğunu hissettim. Konularla ilgili resimli örnekler var, aklıma oturmayan noktaları kavramamda bayağı yardımcı oldu. Kitap boyunca bu örnekler devam ediyor ve yeni öğrendiğimiz bilgileri destekliyor. Yazarın da değindiği bir nokta var ki kara delikler, solucan delikleri, uzay zaman, ışık hızını asla aşamamak, evrenin sürekli genişlemesi vb. hususlarda, okullarda öğrendiğimiz, evrene ilişkin basitleştirici kalıplar ve gerçeklik algımız genel göreliliği kolayca anlamamızı zorlaştırıyor. Kitabı okuduktan sonra diğer kaynaklara da ve hatta belgesellere de yönelerek düşünce şeklimizin değiştirilebileceğini ve bu konuları daha kolay kavrayabileceğimizi düşünüyorum.