Kendi sınırlarımız içinde biz ölümlüler onu, hem iyiliği hem de kötülüğü isteyen ikili bir figür olarak görürüz. Kötülük var olduğuna göre, Tanrı istediği için olmalıdır.
Söylediklerimin tümü de doğru: Ne Tanrı var, ne evren, ne insanlık, ne dünyevi yaşam, ne cennet ne de cehennem. Bunlar yalnızca bir düş; grotesk ve aptalca bir rüya.
İnsanlar, Şeytan’a inanıyorum ifadesinden sakınırlar; çünkü “Allah’a inanıyorum” ifadesine paralel bir tınısı vardır. Fakat bu iki ifade paralel değildir; çünkü “Allah’a inanıyorum” ifadesi hem Allah’ın varlığına entelektüel onayı, hem de Allah’a kişisel bağlılığı ima eder. “Şeytan’a inanıyorum” ifadesi ise ahlaki bağlılığı değil yalnızca
Kötülüğün kaynağı nedir? Soya çekimdir.
Yaradılış olarak kötülük genlerimizde var. Kimimiz törpülüyoruz bu dürtümüzü kimimiz kötü olmayı seçiyoruz. İçimizdeki bu kötülüğe de ŞEYTAN diyoruz. “Şeytan, bilincimizin dışında algılanan düşman bir gücün ya da güçlerin temeli, tanrılaştırılması, nesnelleştirilmesidir.”
Şeytanı ne kadar nesnelleştirirsek
İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse, insanlıktan çıkar,” der #anthonyburgess Otomatik Portakal ‘da...
Realizm, “Kötülük insanın doğasında vardır, iyilik bir seçimdir,” savını destekler. Yani her insanın içinde “kötülük potansiyeli'' vardır. Mutlak iyi ya da mutlak kötü yoktur çünkü hiçbir insan %100 iyi ya da kötü olamaz.
Kötülük, reddedilemez bir şekilde bu dünyada varolduğuna göre kötülük özgür iradeden kaynaklanan eylemlerin bir sonucu mudur?
Hatırlayalım, ilk yaratılan Adem ve Havva’nın oğullarından Kabil, kardeşi Habil’i kıskanarak beslediği kin ve nefretle öldürmüş böylece insanlık tarihinin ilk cinayeti işlenmiştir.
Bu örnek çerçevesinde kötülüğün ezeli varlığını, etkilerini ve sonuçlarını düşünmeyi size bırakıyorum.
“Kötülüğün Tarih” serisinin II.kitabı olan #iblis, Hristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemde kilise babalarının ve teologların kötülük sorununa yaklaşımlarını ele alıyor.
Bu minvalde bir kez daha diyorum ki:
“Zaten hiçbir zaman inandırıcı gelmemiştir bana “Şeytan’a uydum”cuların mavraları, bunlar sadece “şeytansı”ların lakırdıları...”