“İnsanlar bir günde adi ve zalim olmuyorlar. Bu, insan doğasında yok. Ancak onlara yeterince zaman verirseniz sonunda dünyanın en kalp kırıcı şeylerini yaparlar.”
Insanlarin yargısız infaz yapması, karşıdaki insanın ne yaptığını bilip etmeden dedikodu çıkarması ve üstüne üstlük biri bin yapmaları ciddi anlamda beni sinir eden bir haraket. Ve bu kitapta bu var kızlar sanki kendileri alice'in yaptığını yapmamış gibi davranmaları erkeklerinse sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi davranmaları sinirimi bozdu. Alice kimsenin inanması yanından destek olacak birinin olmaması ne diyeceğimi bilemiyorum. Alice resmen günah keçisi olarak seçildi bir şey olduğu zaman yapmasa bile yaptı denildi. Son olarak bir insanın hayatını mahvetmek ne kolay bir mesaj, bir söz, bir tavır hayatın alt üst olmasına yetiyor. Bu kitapta bunu görüyorsunuz. Kitapta sevmedigim bir diğer şeyse sürekli aynı şeyleri tekrar etmiş yazar. Anladık alice olaylarını sonradan olayların gelişini açıklamayı biraz arkada bırakmış zaten suç atıldığı için sinirliydim bir de sürekli karşıma çıkınca delirme aşamasına geldim. Bir de Alice ağzından okumayı isterdim kitabın karakteri olmasına rağmen sona koymuş bir iki bölüm onun ağzından okumak isterdim ne yalan söyleyeyim. Ayrıca Alice'in suçsuzluğunun da kanıtlanılmasını isterdim. Kurt ve Alice dışında bütün karakterlerden nefret ettim.
Bir süredir kitap okuma hızımın, isteğimin azaldığını biliyordum. Bu durumdan kurtulmak için çerezlik, bir çırpıda okuyup bitirebileceğim ve bitirince de üzerinde çok durmayacağım bir kitap arıyordum ve bu bahsettiğim kitap Alice Hakkındaki Gerçek oldu. Sahiden de beni okuyamama durumundan kurtardı ama bu, kitabı çok sevdiğim manasına gelmiyor maalesef ki.
Kitapta sevdiğim sadece iki şey vardı: konusu ve olayların farklı kişilerin bakış açısından görmek. Konusu çok da farklı değildi ama ben bu tarz meselelerin üzerine durulmasını sevdiğim için beni memnun etmişti.
Kitapla ilgili sevmediğim şeylerden ilki anlatım tarzı. Edebi bir anlatımı yoktu, çok yavandı. Wattpad'deki hikayelerin yazım tarzını andırıyordu, pek beğenmedim. İkinci husus ise kitapta mantık hatalarının olması. Alice karakterinin bu kadar "kötü" anılmasına rağmen -mahalledeki en yaşlı teyzeye kadar herkesin bilinmesi de ayrı garip- bir kişinin kız ile konuşması, ona yardımcı olmaya çalışmaması bana saçma geldi. Kitap boyunca olaya el atılmasını bekledim ama hiçbir hareketlenme olmadı bu konuda. Ve sonu. Son dışında her şeye benziyordu bence. Sanki kitabın devamı varmış da basılmamış hissi uyandırdı. Çok çok fazla ucu açıktı, sanki yazar artık yazmaktan usanmış da "Bitsin artık" kafasıyla yazmış gibiydi. Olayların çok daha farklı sonuçlanmasını ummama rağmen umutlarım gerçekleşmedi.
Kitap ile ilgili genel olarak söyleyeceğim ise bana kalırsa ortalamın bir tık altı bir kitaptı. Okunacak birçok kitap varken buna başlamayı zaman kaybı olarak görmüyor değilim. Yine de karar sizin, umarım siz beğenirsiniz. Keyifli okumalar şimdiden.
Okurken beni bir hayli rahatsız etti Alice Hakkındaki Gerçek. Kitabı sevdim de diyemiyorum sevmedim de. Tam olarak nasıl yorum yapacağımı da bilmiyorum.
Hiç duymadığınız bir olay ya da mükemmel bir dil söz konusu değil aslında. Çok bilinen bir meselenin, olabilecek en basit dillerden biriyle, bir o kadar da yüzeysel bir şekilde işlenişi üzerine