Joan Brady

Joan BradyHarley'le Gelen Tanrı yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
13
Okunma
0
Beğeni
274
Görüntülenme
Duvarlar inşa etmek yerine, onları aşmayı öğren.
Sayfa 40 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Ego tüm sorunlarının kökünde yatan şeydir. Ondan kurtulduğunda mutluluğa yer açarsın.
Sayfa 67 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Tesadüf diye bir şey yoktur. Olan her şey ne kadar önemsiz gibi görünürse görünsün evrensel akışın bir parçasıdır.
Sayfa 25 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Oh! İşte bu bu her şeyi açıklıyor. Belki Greg güçlü ve zeki kadınlardan korkuyordu. Aptal, kuşbeyinli, zayıf bir kadınla evlenen ilk başarılı erkek o olmayacaktı. Bunun niçin daha önce farkına varamadım. Belki bilseydim davranışlarımda biraz daha az agresif olurdum. Yoo! Neler düşünüyorum.
Gerçek sevgi, öz farkındalığın tohumlarıyla bezenmiş ve kazanılarak elde edilmiş özsaygının gücünü taşımaya yetkin iki yürek arasında gerçekleşebilir.
Sayfa 79 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Hepimiz gelişimimizin ve evrimimizin farklı basamaklarınıdayız. Bir insan için geçerli olan, diğeri için olmayabilir. Her insanın yaşamında bazı kurallar olmalı. Ama bunlar yaşamın içinden çıkarsa yararlıdır; yaşama karşı olursa değil.
Sayfa 35 - Kuraldışı YayıncılıkKitabı okudu
Gördüğün gibi, egon, seni gerçekten sevmekten alıkoyuyordu. Karşılığını alacağının garantisi olmadıkça, hiçbir şey vermek istemedin.
Greg benim "kararlılığıma" hayrandı. Beni sevmesinin nedenlerinden birinin de bu olduğunu söylüyordu. Ama benimle niçin evlenmeyeceğinin gerekçelerinden biri de yine bu kararlılığımdı.
Bu kalp bir başka aşk acısını taşıyamazdı. Bırakayım, doğal nedenlerle ölsündü. Hiç olmazsa kimseyi incitmemişti. Kardiyak ötanazi onun hakkıydı.
Yaşamım niye böylesine bomboştu? Beni mutluluktan alıkoyan sorunlarıma niçin çözüm bulamıyordum? En azından zeki bir insan olduğumu biliyordum. Tanıdığım bazı budala insanlar bile benden çok daha mutluydu. Yaşamımdaki boşluğu dolduracak bir yol niye bulamıyordum?
Bu tipleri çok görmüştüm. Kesinlikle ilgilenmiyordum. Merakımı çekiyordu ama ilgilenmiyordum işte. Onu bir kitap gibi okuyabilirdim. Bu tip erkeklerden kesinlikle uzak durmam gerekiyordu. Güçlü, kendine güvenli ve mesafeli. Genellikle aşık olmaktan kendimi koruyamadığım tip yani.
Kendimi yalnızlığa mahkum ederek erkeklerle aramda görünmeyen bir duvar oluşturmuştum. Bir damla aklı olan erkek (sanki öylesi varmış gibi) daha verimli topraklar peşinden giderdi.
Bir zamanlar hastaların her acısını nasıl da yüreğimde hissederdim. Ama artık değil. Bir zamanlar şefkatin ve sempatinin dipsiz kuyusu olan yüreğim artık kurumuş ve bomboştu. Hiç kimseye ne verebileceğim bir şey vardı, ne de alabileceğim. Bu gece, hissedebildiğim tek acı kendi acımdı. Daha bencil olma yeteneğinde iyice ustalaşacaktım artık. Bu pislik dünyayla ilgilenmeyecek, kendi zavallı hayatımı kurtarmaya çalışacaktım. Başkalarının hayatını kurtarmak için uğraşacağıma önce kendi hayatımı kurtaracaktım.
Ameliyat maskelerinin gizlediği dudakların asla söyleyemediği ama gözlerin konuştuğu anlar. Yıkık duvarlar arasındaki aşk. Hastanenin acı dramları içinde filiz veren karşı konulmaz sevgiler…
Resim