Giovanni da Pian del Carpine bir ortaçağ İtalyan diplomatı, başpiskopos ve kaşifti. Moğol İmparatorluğu'da seyahat edip Büyük Han'ın huzuruna çıkan ilk Avrupalılardandı. Kuzey ve Orta Asya ile Rusya ve Moğol egemenliğinin diğer bölgelerine ilişkin en eski ve önemli Batılı anlatımların yazarıdır. 1247'den 1252'ye kadar Antivari merkezli Sırbistan'ın başpiskoposuydu.
Giovanni, orta İtalya'daki Umbria bölgesindendir. Soyadı, Perugia ve Cortona arasında, daha sonra Magione olarak bilinen bir alan olan Pian del Carpine'den (kelimenin tam anlamıyla "Gürgen Ovası") türetilmiştir. Yakın çağdaşı ve hemşehrisi Assisili Aziz Francis'in arkadaşlarından ve öğrencilerinden biriydi.
Fransisken tarikatında çok saygı duyulan Giovanni, öğretilerinin kuzey Avrupa'da yayılmasında önemli bir role sahipti.
Bütün dünyada, ne bizdeki sıradan müminlere, ne de tarikat mensuplarında, Moğollardan daha itaatli bulunur. Hükümdarlarına en fazla saygıyı onlar gösterirler ve onlara yalan söylemeye asla cesaret edemezler.
Diğer insanların tamamına karşı kibirlidirler ve herkese tepeden bakarlar, tam olarak ister asil olsun isterse sıradan birisi olsun onları bir hiç olarak görürler.
Cengiz Han'ın kat'i yasasına göre Moğollar, kendilerine boyun eğmeyen hiçbir devletle barış yapmazlar, bütün kavimleri hakimiyet altına almak isterler.
Hatta bazı zamanlarda öldürdükleri insanların yağlarını alıp eriterek evlerin üzerine fırlatmak adetleri vardır. Ateş üzerinde yağın bulunduğu nereye değerse söndürelemeyecek bir şekilde alev alır.
Ofise geldim. Kahvaltıyı yaptım. Arkadaş masasını silmek için peçete istedi. Her şey olağan. Ona peçete vermek üzere çekmecemi açınca olanlar oldu. Onları gördüm. Dosyaların ve müsveddelerin arasından parlıyorlardı. Gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu. Ellerimden kan çekildi, hızlıca. Bu çılgın kan ile yarış edercesine tebessüm indi suratıma. Öte yandan kan o denli hızla çekilmiş olacak ki üşümem gereken yerde ısınıverdim birden. Nasıl olur da unuturum? Perşembe günü hasta olmam sebebiyle erken çıkmıştım işten. Onları Cengiz ağabey teslim almış ve çekmeceye koymuştu. Fakat işte aklımdan çıkmış. İlgin. Daha ilginç olansa tüm bunların bir an içinde gerçekleşmesi. Gözlerimi kaldırdım ve arkadaşın elinin uzatılmış halde olduğunu gördüm. Ne? Evet, peçeteler! Uzattım iki tane. Ve sonra o parlaklığı yavaşça gün yüzüne çıkardım. Sizinle de paylaşayım dedim;
Nimetini sen verdin Rabbim, lütfunla artır onu...
Hamd, nurlar saçan, gözleri açan, sırları ortaya çıkaran ve perdeleri kaldıran Allah'a layıktır. Rahmet, nurlar nuru, iyikte seçkinlerin efendisi, Muhammed'e sav, Selatü Selam olsun. O'nun ailesinin ve tertemiz seçkin ashabının olsun.
Plano Carpını'nın Moğolistan'a yaptığı Seyehatnamsi hakkında
Üniversitede hocamiz kaynak kitap olarak sunmuştu. Mogollar ile ilgili güzel bir kaynak arayan herkesin yararlanacağı bir eser. Zevkli bir kitap. Seyaheyneme özelliği taşıyor olması ise ayrı bir heyecan kalmıştı okumama. Keyifli okumalar
Kronik markası altında Ergin Ayan'ın tercümesi ve notlarıyla raflara sunulan "Moğolistan Seyahatnamesi" ile yeni bir yolculuk kapımı çaldı. Kitabımızın içeriği 13. Yüzyılda J. De Plano Carpini'nin Moğolistan'a seyahatinde aldığı son derece detaylı seyahat notlardan oluşuyor. Hazırsanız keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz...