John Monaghan

John MonaghanSosyal ve Kültürel Antropoloji yazarı
Yazar
8.0/10
7 Kişi
24
Okunma
0
Beğeni
483
Görüntülenme

John Monaghan Sözleri ve Alıntıları

John Monaghan sözleri ve alıntılarını, John Monaghan kitap alıntılarını, John Monaghan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Victoria dönemi insanı “kültür ve uygarlık” kavramını bir ulusun daha fazla ya da daha az derecelerde sahip olabileceği bir şey olarak görme eğilimindeydi. Terimin bu anlamına göre, operaya giden, şampanyasını yudumlayan ve Proust okuyan bir kişi bir futbol maçına giden, bol bira içen ve ucuz günlük gazeteler okuyan bir kişiden daha 'kültürlü' olacaktır. Bu anlam ‘kültür’ teriminin günlük kullanımında varlığını sürdürüyor olsa da, antropologlar tarafından reddedilmektedir.
Sayfa 53
Disiplinin başlangıcından beri antropologları meşgul eden o ‘büyük’ sorulara odaklanmaya çalıştık: İnsanları farklı yapan nedir? İnsan grupları -aile, sınıf, boy, ulus- nasıl oluşur ve bunları bir arada tutan nedir? İnanç, ekonomik uğraş, ben gibi kavramların doğası nedir? Bu tür şeyleri inceleyip anlamaya nasıl başlamalıyız?
Sayfa 22
Reklam
Sapir, bir dil öğrendiğimizde bir dünya öğrendiğimizi ifade etmiştir.
Sayfa 71
İnsanlar tamamen eşsiz ve otonom bireyler de­ğildir -bizler her ne kadar öyle olduğumuzu düşünmeyi tercih etsek de. Kimliğimizin birçok yönünü ait olduğumuz çeşitli gruplardan alırız.
Sayfa 76
Eğer insanlığın entelektüel girişimlerinin türüne bakacak olursak ( ... ) ortak birim daima bir tür düzen getirmek olmuştur.
Sayfa 59
Reklam
Doro Ntika köyünde benden iki ev uzakta yaşayan çiftin adları ama Bose ve ina Bose'ydi. (Dou Donggo halkı çocuk-sanlılık adı verilen bir uygulamayı izlemektedir; buna göre, ilk çocuklarının doğumundan sonra ebeveynlere o çocuğun “Babası” ya da 'Annesi” biçiminde hitap edilir. Bu nedenle de Bose doğunca babasına “ama Bose”, annesine “ina Bose” denmeye başlandu) Ama Bose birkaç yıl önce İslam dinini kabul etmişti ama oğlu hâlâ geleneksel bir Dou Donggo adı taşımaktaydı. Genç Bose'nin alçak bölgelerdeki okula gönderilmesinden bir ya da iki yıl önce babası bana ve diğer herkese şimdiden sonra Bose'nin (güzel bir İslam adı kabul edilen) Bakar adıyla tanınacağını ve bunun katılacağı Bima okulunda oğlunun daha iyi bir başarı şansı yakalayabilmesi için gerekli olduğuna kadar verdiğini bildirdi. “Eğer Bose adıyla çağrılmaya devam ederse,” dedi komşum, “okuldaki arkadaşları onunla alay ederler ve öğretmenleri de ona karşı sert davranır.” Köydekilerin çoğu ad değişikliğini kabullendi ve oğlanı “Bakar” adıyla çağırmaya başladı; ama çoğumuz babasına "ama Bose" demeyi de sürdürdük.
Sayfa 126
Çoğu zaman, katılımcıların gözlenmesi diğer insanların dünyayı nasıl görüp dünyayla nasıl etkileşme geçtiklerini anlamanın en etkili yoludur ve genellikle kendi önyargılarımızı ve inançlarımızı denetlememizi sağlar.
Sayfa 27
Kültür bizim dünya görüşümüzü böylesine derin ve geniş ölçüde belirlediğine göre, bir dünya görüşünün bir başkasına üstün olduğunu ya da bir dünya görüşünün bir başkasını değerlendirmek için ölçüt olarak kullanılabileceğini ileri sürebilmemiz için hiçbir nesnel temel kalmamaktadır. Bu açıdan, kültürler ancak birbirleriyle göreli olarak yorumlanabilirler ve belirli bir inanç ya da davranışın anlamı da öncelikle kendi kültürel bağlamı açısından anlaşılmalıdır. Bu, kısacası, kültürel görelilik halini alan görüşün temelidir.
Sayfa 70
Boas'ın insanlarda kişilik ve davranışı asıl belirleyenin biyolojik kalıttan ziyade çevre olduğu biçimindeki görüşü bazı öğrencilerince de benimsendi ve bugün de bizleri meşgul etmeyi sürdüren ‘doğa mı yetiştirme mi’ tartışmalarında doruk noktaya ulaşan kültürel determinizm kuramı biçiminde geliştirildi.
Sayfa 69
Reklam
Etnografın projeyi finanse etmek için kaynak bulmasının ardından, yine de hükümetin, yerel araştırma enstitülerinin ve ev sahibi toplumun çeşitli kademelerinden çeşitli izinler koparmak gerekir. Bu da etnografın, daha çalışma alanına ayak bile basamadan bir yıldan fazla zamanını alabilir.
Sayfa 36
Türdeşliğin var olduğu toplumlarda sorunsal haline gelen şey, farklılıkların nasıl yaratılacağıdır.
Sayfa 121
Kendi kültürü bizim kültürümüzden ahlaksal yönden farklılıklar sergileyen, bizlerin arasındaki bir yabancıya nasıl davranmalıyız?
Sayfa 72
Fransız toplumsal kuramcı Emile Durkheim ve kuzeni Mareel Mauss insanların sınıflandırma kapasitesinin toplumsal doğamızın bir uzantısı olduğunu ileri sürdüler.
Sayfa 59
Gerçek uygulamada soy, klan ve akrabalıkların soy ya da akrabalığın resmi ideolojisiyle pek fazla ilgisi olmayan her türlü yoldan üyeler aldığını ve çıkardığını anımsamak önemlidir. Evlat edinme, büyütme, ritüel ve hatta kölelik bir akraba grubuna üyelerin alınması için kullanılan yollardır. Bunlar ve bunlara benzer örnekler, akraba gruplarını incelerken, insanlar birbirleriyle ilişkiler kurup bunları sürdürürken biyolojik, sosyal ve kültürel (ya da ideolojik) etmenler arasında var olabilecek karmaşık ilişkileri aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini biz antropologlara çok net bir biçimde göstermektedir.
Sayfa 118
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.