onda başkalarının istedikleri ve arkasından koştukları şeylere karşı bir ilgisizlik vardı. Garip, sessiz bir hücrede yaşıyor, dış dünyaya durgun gözlerinin arkasından bakıyordu. Bu dünyanın bir yabancısıydı ama yalnızlık duymuyordu.
Bütün trajedileri denediği, acı ve ıstırapları yüksek bir durgunluğa ve insanüstü bir anlayışa varmak için birer basamak saydığı ela gözlerinden anlaşılıyordu.