Julio Cortazar author's new books, published by publication date
About
1914’te Brüksel’de doğdu. Arjantin’de öğrenim gördükten sonra, öğretmenlik ve çevirmenlik yaptığı sıralar, Perón hükümetinin uygulamalarından duyduğu düş kırıklığıyla ülkesini terk ederek Paris’e yerleşti. 1981’de Fransız uyruğuna geçti, ama Arjantin yurttaşlığından da ayrılmadı. 1950’li yıllarda yayımlanan Hayvan Öyküleri, Oyunun Sonu ve Gizli Silahlar adlı öykü kitaplarını 1963’te yayımlanan Seksek adlı romanı izledi. Bugün yazarın başyapıtı sayılan Seksek, geleneksel romanın olay örgüsünü altüst eden, belirli bir sona bağlanmayan açık uçlu bir romandı. Cortázar’ın öteki önemli yapıtları arasında Manuel’in Kitabı ve Mırıldandığım Öyküler sayılabilir. Edgar Allan Poe’nun yapıtlarını İspanyolcaya kazandıran Cortázar, son yıllarında kendini insan hakları davasına adadı ve UNESCO’da çalıştı. 1984’te Paris’te öldü.
Bu dünyadan yalnızca bir kez geçeceğim. Ağzımdan çıkabilecek iyi bir söz varsa, o sözü ŞİMDİ söyleyeyim, gerçekleştirebileceğim iyi bir eylem varsa o eylemi ŞİMDİ yapayım, çünkü buradan bir daha geçmeyeceğim.
''...sanki penceresinin önüne sardunya saksıları koyar gibi kabullenmek, doğal bulmak, bir şeyi iyicene açıklamak iddiasını gütmeden, o şeyi kabullenmek niye?''
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Carlos Fuentes’e şu cümleyi kurduran kitaptan bahsediyoruz: "İngilizce nesirde Ulysses neyse İspanyolca nesirde Seksek odur.” Hak ettiği biçimde anlatması epeyce zor bir kitap. Naçizane, bir deneme benimki.
Seksek, eski adıyla Rayuela..155 bölümlük, 752 sayfalık bu dev romanın ilk 56 bölümü, asıl roman. Yazar, ilk 56 bölümü okuduktan sonra
Ben her iki günde bir tam 1080 metre yüzerim. 20-25 dakika sürer. 30 metrelik havuzda 36 tur. Öncesini saymazsak, en az beş yıldır. Ara vermeler olsa da pek bozmam bu düzeni. Çok sıkıcıdır ama. Bitmez bir türlü. Say allah say. Dile kolay 36 kez. Lineer bir biçimde. Yeni sayma teknikleri denedim hep. Sanki daha çabuk ulaşıyordum 36 rakamına. En son
Evet ve ilk incelemem :d
Cortazar'ı tanımam biraz tesadüfi bir şekilde oldu. Tanıdıktan sonra düşündüğüm ilk şey: "Bu adamı daha önce nasıl tanımamışım" Hayretlere düştüm sonra şöyle söyledim kendime :
"Kuro law" zaten iki yıldır kitap okuyorsun tanımaman gayet normal.
Daha sonra yazar hakkında araştırma yapınca
Pablo Neruda 'in yazar hakkındaki düşüncelerine denk geldim.
"Cortazar okumamış insan bir kader kurbanıdır. Eserlerini okumamak korkunç sonuçları olan, sinsi ve ölümcül bir hastalıktır. Hayatında hiç şeftali tatmamış bir insanın durumu gibi kişi yavaş yavaş mutsuzlaşır, fark edilir şekilde solgun görünür. Bunların hiçbirinin başıma gelmesini istemem, ve bu nedenle büyük Julio Cortazar'ın bütün üretimini ve ahlaki oyunlarını yutarcasına okuyorum"
Velhasıl-ı kelam direk yazar üslubuna ve kitaba geçersek eğer. Genel olarak Cortazar öykülerinde gerçeklik algısıyla bir alay söz konusudur. Mekan ve eşya ile alay eder, duyu organları asla beş değildir. Daha fazladır. Bazı öykülerinde karakterler cinsiyetsizdir. Fantastik öğelerin bulunmasına rağmen öykülerin hepsi de gerçekle ilişkisini kaybetmiyor ya da şöyle demek daha uygun olabilir öyküler oldukça gerçek ve aynı zamanda oldukça da absürd. Fazla uzatmadan son olarak Cortazar anlatılarak açıklanacak veya tanımlanacak bir yazar değil. Anlamak için okumak şart.