Osmanlının fetihlerle topraklarına toprak kattığı dönemlerden 16. yüzyıla kadar kız çocuklarının ve kadınların toprakta söz sahibi olmalarına müsade edilmemiş, aile içerisinde yalnız erkeğin toprağa malik olması sağlanmıştır .
Geleneksel üretim biçiminde aileyi açıklayan en iyi pusula gelenektir. Zira gelenek hayatın diğer sahalarına olduğu gibi üretimin planlanmasından paylaşılmasına kadar tüm iktisadi faaliyetlere yön verir.
Aile içerisinde iktisadi ilişkiler de geleneğin öngördüğü çerçevede yürütülür. Aile bireylerinin aile içerisindeki konumları bir tüketici olmaktan daha çok bir üretici kimliği ile belirlenmiştir. Dolayısıyla 'işe yaramazlık duygusu' sadece modern toplum insanlarının muzdarip olduğu bir psikolojik rahatsızlıktır.
Bugün bir çeşit sivil toplum sözleşmesi diyebileceğimiz Akabe Biatı'nda peygamberin, ayetin emri gereği erkekleri olduğu kadar kadınları muhatap alması İslam toplumunda kadının müstakil şahsiyete sahip bir toplum ferdi olduğunun Kur' ani delilidir.