“Buzul bir mevsimde karşıma çıkan bir ateş çemberiydi gözlerin. Geriye kaçsam, donacaktım. Derin derin baksam yanacaktım. Elimi tuttun. Ve avuçlarının, değersizliğimi unuttuğum tek sığınak olduğunu fark ettirdin bana. Kendime kavuştum seninle. Seninle tüm karanlıklara korkusuzca yürüyebilirdim artık. Gerçi benim korkum karanlık değil, ışığımın olmamasıydı. Ama artık ateşten gözlerin ve beni hayata bağlayan, sığınağım olan ellerin vardı.