Kamla Bhasin

Kamla BhasinToplumsal Cinsiyet yazarı
Yazar
9.5/10
10 Kişi
26
Okunma
0
Beğeni
900
Görüntülenme
Bu nedenle 'kadın cinayetleri politiktir.'
''Tecavüz, etkili bir siyasi araç, güçsüz sınıfın üyeleri üzerinde güçlü sınıfın üyeleri tarafından uygulanan politik bir baskı eylemidir.''
Reklam
Kız çocukları büyürken; başkaldırı ve hakim olma erkeklere, itaat etmek, sabretmek, sevgi göstermek ise kadına yakıştırılmaktadır. Aile, düzeni yaratan ve pekiştiren bir kurum olarak da hiyerarşik sistemin yaratılmasında önemli rol oynamaktadır.
Erkek egemen bilgi ve eğitimin yarattığı ve sürdürdüğü ataerkil ideoloji, Sylvia Walby'e göre "toplumsal cinsiyete göre farklılaşan öznellik şekillerini" yarattı. Erkekler ve kadınlar farklı davranır, düşünür, farklı şeyleri arzular ve amaçlar çünkü onlara erkekliği ve kadınlığı, farklılığı şart koşan şekillerde algılamak öğretildi.
Kadınlar gerçekten de bir rahim ve bir çift meme ile donatılmışlardır; ancak bakım, temizlik ya da gözetmek için fazladan bir donanımları yoktur; bu yüzden de herkesle ilgilenmek onların "doğasında" değildir. Şunu unutmayalım ki, erkek eğer ücretini alıyorsa, silip süpürmek, temizlik yapmak, bulaşık yıkamak ve yemek pişirmek gibi işleri yapabiliyor.
Sayfa 43 - KADAV
Kamusal ve özel alan ayrımı eşitsizlikleri keskinleştirdi
Bu ayrımla, iki alan arasında bir hiyerarşi oluştu. Ev içi ya da özel alan tüm ekonomik, siyasi, tarihi anlamını yitirdi ve giderek önemsizleşti. Piyasaya girmeyen hiçbir şey “iş”ten sayılmamaya, piyasa içinde etkinlik göstermeyen hiç kimseye ekonomik bir değer verilmemeye başlandı. Kadınlar ekonomik öneme sahip olmayan ev içinde kaldıkları için merkezi konumlarını ve değerlerini de kaybettiler. Erkeklerin işi daha önemli hale geldi, kadınlar ve erkekler arasındaki farklar artmaya devam etti, ataerkil sistem daha da güçlendi.
Reklam
Kadının, toplumlarımızdaki ataerkil ilişkiler kıskacından çıkması, erkekler de aynı doğrultuda bir hareket başlatmadıkça mümkün olamaz. Ataerkil sisteme karşı olan bir erkek hareketi, iyiliksever babacan bir yaklaşımdan değil, kendilerine insani değer ve saygınlığı yeniden kazandırma arzusundan kaynaklanmalıdır. Kadına saygı duymayan erkek nasıl kendine saygı duyabilir ki?
Sayfa 80 - KADAV
Özetle, ev kadını, bütün ömrü boyunca, gece gündüz kocasının hizmetinde olan ücretsiz bir işçidir. Hatta cinselliği, çocuk doğurma yetisi, duygu ve düşünceleri dahil olmak üzere tüm kişiliği kocasının emrindedir. Aynı zamanda kadın, hiç sevgi hissetmediği zamanlarda bile sevgi göstermek de dahil olmak üzerei kocasının ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayacak bütün işleri yapmaya mecbur bırakılan bir köle ve esirdir. Yani kadın sırf sevgisinden kaynaklı çalışır ve sevgi işe dönüşür.
Sayfa 40 - Claudia von Werlhof
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkek her birimizin kendimizi yeniden sorgulayıp olumsuz “eril” (saldırgan, otoriter, rekabetçi, ben merkezli olmak) ve olumsuz “dişil” (itaatkâr, korkak, çekingen olmak) niteliklerimizin üstesinden gelmeyi gerektirir. Aynı zamanda kız ve erkek çocuklar, kadınlar ve erkekler hepimizin olumlu eril ve dişil niteliklerimizi de kollaması şarttır. Her birimizin güçlü ve ilgili, korkusuz ve duyarlı, duygusal ve mantıklı olması gerekir.
Dünyanın doğal zenginliklerini çoğunluk değil, gözlerini kar elde etme ve iktidar hırsı bürümüş bir avuç şirket denetim altında tutuyor ve sömürüyor.
Sayfa 65 - KADAV
Reklam
"Ev idaresi, kamusal karakterini yitirmekte. Artık toplumu ilgilendirmiyor. Özel bir hizmete dönüşmekte ve Engels’in dediği gibi, kadın toplumsal üretime katılımdan dışlanarak baş hizmetkar haline gelmekte.” Alison M. Jagga
Erkek egemen bilgi ve eğitimin yarattığı ve sürdürdüğü ataerkil ideoloji, Sylvia Walby'e göre "toplumsal cinsiyete göre farklılaşan öznellik şekillerini" yarattı. Erkekler ve kadınlar farklı davranır, düşünür, farklı şeyleri arzular ve amaçlar çünkü onlara erkekliği ve kadınlığı, farklılığı şart koşan şekillerde algılamak öğretildi.
Kadınların ev dışındaki işleri sıklıkla aile içindeki işlerinin bir uzantısıdır. Örneğin çok sayıda kadın ana okul ya da ilkokul öğretmenliği, hemşirelik ve havayolları hostesliği yapmaktadır. Otorite, güç ve denetim gerektiren mesleklerin erkeklere, bakma, besleme ve hizmetle ilişkili mesleklerin ise kadınlara özgü olduğu varsayılmaktadır. Kadınlar evde itaatkâr ve hizmetli konumundadır ve bu konum evin dışında da devam eder. Erkekler evde güç ve denetim sahibidir ve dış dünyada da benzer konumlarını korurlar.
Anlamak tek başına toplumsal ilişkileri ve toplumsal gerçekleri değiştirmez; toplumları değiştiren şey insanların davranışları ve yaptıkları eylemlerdir. Bir başka deyişle, toplumsal cinsiyete karşı duyarlılık, anlayışlarımızı içselleştirmeyi ve bu öngörüleri davranışlarımıza yansıtmayı gerektirir. Toplumsal cinsiyet ilişkilerini dönüştürmek, kuram ve uygulama, özel ve kamusal, öznel ve nesnel, mantıklı ve duygusal arasındaki ayrımı yıkmak anlamına gelir.
Feminizm, kadınların emeğinin, doğurganlığının ve cinselliğinin, aile içinde, çalışma hayatında ve genel olarak toplumda, hem somut hem de ideolojik boyutta ataerkil sistemin denetimine, baskı ve sömürüye tabi olduğunun farkında olmak ve halihazırdaki bu durumu değiştirmek için kadınlar ve erkeklerin bilinçli olarak mücadele etmesidir.
Resim