Bizler ümitsiz bir kuşağız. Ebeveynleri ile sorunlu, evlatlarını ve akranlarını ise mutlu etmeye çalışan, bu yüzden de arada kalmış, sıkışık ve ümitsiz bir kuşak.
Geçer gider be. Belki sandığım kadar güzel de değildir, ha? Şarkıların, hayallerin, rüyaların büyüttüğü kadar güzel değildir, yeşil de değildir gözleri, olamaz mı? O kadar da yeşil değildir!
Bana dokunan öyküleri her yaşımda yeniden okur dururum. Herkesin en az bir öyküsü olmalı diye düşünenlerdenim. Bir şiiri, romanı, filmi, resmi... En az bir tane...
Dergiyi okurken Twitter'da paylaştığım notlar...
Karabatak Dergisi 63. sayısı masamda, öylesine açayım dedim nefis bir Hüseyin Akın şiiri okudum. "Unutmaktır bağlayan insanın çenesini" dediği günden beri severim şiirini.
"Aklımda Kalan" isimli şiirine şöyle başlamış Akın:
"Korkulukta kuzguni bir kuş sendeler
O kız
İlk sayısından itibaren takip ettiğim Karabatak, dergi olmanın ötesinde bir edebiyat okulu misyonuyla birçok yazar ve şairin doğmasına öncülük etmiş, birçok genç kalemin kitaba giden yolda ilk adımlarını attığı yol, eserlerini sergilediği bir vitrin olmuştur. Bu sayısında da, diğer sayılarında da okurunun karşısına, edebiyatın ve sanatın hemen her alanından birbirinden güzel metinlerin ve eserlerin yer aldığı kıymetli bir seçki olarak çıkmıştır. Okunması, takip edilmesi tavsiye edilir.
Eskilerin bir tavsiyesi vardı. Aydın denilen kişilerin mutlaka günlük bir gazete, haftalık veya aylık bir dergi ilave olarak da her ay asgari bir kitap okumaları gerekir. Şimdi bunu kaçımız yapıyor o tartışılır ama kişinin sanat, edebiyat ve düşünce alanında kendisini yenilemesinin en etkili ve kestirme yolu dergilerden geçiyor. Kelamın ve