Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Karen Armstrong

Karen ArmstrongTanrı'nın Tarihi yazarı
Yazar
8.0/10
596 Kişi
2.599
Okunma
246
Beğeni
11,9bin
Görüntülenme

Karen Armstrong Gönderileri

Karen Armstrong kitaplarını, Karen Armstrong sözleri ve alıntılarını, Karen Armstrong yazarlarını, Karen Armstrong yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Enki ise Atrahasis'i, Shuruppak şehrinin "pek bilge adamını" kurtarmak ister. İkisi arasında özel bir arkadaşlık kurulmuştur, böylece Enki bir tekne yapmasını söyler Atrahasis'e, su geçirmez olmasını sağlayacak teknolojiyi öğretir ona, Atrahasis de tıpkı Nuh gibi göksel bir varlıktan aldığı destekle, ailesini ve bütün canlıların tohumlarını koruyabilir. Ne var ki sular çekildikten sonra görünen yıkım karşısında tanrılar dehşete kapılırlar.
Sayfa 63
Kurân Müslümanlarin kendi doğal sağduyularını bir kenara atmalarını veya arkalarına yaslanıp Allah'ın bir mucize yaratarak onları kurtarmasını beklemelerini önermiyordu. İslam dini, insan zekasının ve ilahi esinlerin omuz omuza çalışması gerektiğini savunan gerekçi bir inanç sistemiydi.
Sayfa 376Kitabı okudu
Reklam
İslam öncesi çağda kız bebekler öldürülürken, kadınlar hiçbir hakka sahip değilken hayatın kadınlar için nasıl olduğunu bir düşünelim. Tıpkı köleler gibi,kadınlara da yasal kimlikleri olmayan aşağı varlıklar gibi davranılıyordu. Böylesine ilkel bir dünyada Hz. Muhammed'in kadınlar için yaptığı sey son derece sıra dışıydı. Bir kadinin tanıklık yapabilmesi ya da kendi adına miras hakkı olmasi fikri, son derece şaşırtıcı ve hatta bazıları için akıl almazdı. Hıristiyan Avrupada da kadınların benzer haklara sahip olabilmek için on dokuzuncu yüzyıla kadar beklemek zorunda kaldıklarını unutmamak gerekir: O zaman bile kanun özellikle erkekleri destekliyordu.
Sayfa 284Kitabı okudu
İslam, bir kılıç dini olarak görülmüş, şiddet ve hoşgörüsüzlüğe teşvik ederek gerçek ruhsallığı terk eden bir inanç olarak değerlendirilmiştir. Bu, Orta Çağdan beri Hıristiyan Batı dünyasındaki İslam anlayışını etkileyen bir görüş olmuştur; o dönemde Orta Doğuda Haçlı Seferleri düzenleyenler Hıristiyanların kendileri olmasına rağmen. Bugin popüler kitaplar ve televizyon programları sık sık İslam’ı Öfkesi, İslamiyet Kılıcı, Kutsal Öfke veya Kutsal Terör gibi ifadeler kullanılmaktadır. Ama bu gerçegin saptırılmasıdır.
Sayfa 242Kitabı okudu
İranlı felsefeci Ali Şeriati, Kabe' deki törenlerle ilgili şunları söylemiştir: Kabe'nin etrafında dönerken ve bu kutsal tapınağa giderek yak­laşırken, kendinizi büyük bir nehirle birleşen küçük bir çay gibi hissedersiniz. Bir dalgaya kapılırsınız ve ayaklarınız yerden kesilir. Aniden kendinizi akıntıyla sürüklenir halde bulursunuz. Merkeze yaklaştıkça kalabalık sizi öylesine sıkar ki yeni bir yaşamla dolduğunuzu hissedersiniz. Artık ümmetin bir parçası­ sınızdır; artık ölümsüz ve canlı bir İnsan'sınızdır ... Kabe, sizi yörüngesine çeken Güneş gibidir. Evrensel sistemin bir parça­sı haline gelirsiniz. Allah'ın etrafında dönerken, çok geçmeden kendinizi unutursunuz ... Giderek eriyen ve kaybolan bir zerre haline gelirsiniz. Bu zirve noktasındaki mutlak sevgidir.
Sayfa 393 - Koridor Yayıncılık.
...soysuzlaşmış, ahlaksızlaşmış bir toplum düzeni kaçınılmaz bir şekilde ahlaksızlıkları, kötü­lükleri ve umutsuzluğu beslerdi.
Sayfa 390 - Koridor Yayıncılık.
Reklam
Kur'an Müslümanların kendi doğal sağduyularını bir kenara atmalarını veya arkalarına yaslanıp Allah'ın bir mucize yaratarak onları kurtarmasını beklemelerini önermiyordu. İslam dini, insan zekasının ve ilahi esinlerin omuz omuza çalışması gerektiğini savunan gerçekçi bir inanç sistemiydi.
Sayfa 388 - Koridor Yayıncılık.
Ayşe'nin ciddi bir tarafı vardı ve son derece ze­kiydi. Hz. Muhammed, Medine' de bulunmadığı dönemlerde dinle ilgili bir sorunları olduğu takdirde Ayşe'ye danışma­larını söylerdi. Hz. Muhammed'in ölümünden sonra, Ayşe Peygamber' in hayatı ve dini uygulamalarla ilgili önemli bir otorite oldu; bu çok şaşırtıcıydı, özellikle de Ebu Bekir, Ömer ve Ali'nin Peygamber'in kadınlarla ilgili görüşlerini paylaş­madığı düşünülürse. Ayşe'ye atfedilen bu türde tam 2.210 rivayet vardır ama Buhari ve Müslim, bunların çoğunu dışa­rıda bırakmışlardır. Sadece Peygamber'in kendisinin Ayşe'ye söylediği 174 hadisi toplamışlardır.
Sayfa 373 - Koridor Yayıncılık.
Eşitlik ve özgürlükten söz ediyoruz ama aynı zamanda reklamlarda, pornografide ve eğlence ortamlarında kadınları sömürüyor ve aşağılıyoruz...
Sayfa 371 - Koridor Yayıncılık.
Kur'an, savaşın daima iğrenç olduğunu vurgular. Müslü­manlar asla savaş açmamalıdırlar, çünkü tek haklı savaş ken­dini savunmak için yapılandır ama bir kez savaşa başladıkla­rında, Müslümanlar savaşı en kısa sürede sona erdirmek için mutlak bir kararlılıkla savaşmalıdır. Düşman ateşkes ister ya da barışa yönelik bir eğilim gösterirse, Kur' an Müslümanlara düşmanlıkları hemen sona erdirmeyi emreder ama barış şart­ları ahlaksızca ya da utandırıcı şekilde olmadığı sürece.
Sayfa 325 - Koridor Yayıncılık.
Reklam
Hicab, bastırıcı bir önlem değildi. Sadece Hz. Muhammed'in düşmanlarının kendisini karalamak için kulla­nabileceği olası bir skandalı önlemek için tasarlanmıştı. Hicab konusunu ve Müslümanların örtünme şartını düşün­meliyiz. Bu gelenek, Batı' da kadınların bastırılması olarak algılanır ama Kur' an' dan açıkça anlaşıldığına göre, sadece Peygamber'in hanımları için geçerli olan bir protokoldü. Tıpkı erkekler gibi Müslüman kadınların da mütevazı giyinmesi iste­nir ama çarşafa girmeleri ya da kendilerini evin bir bölümüne kapatarak erkeklerden uzak durmaları istenmez. Bu, sonra­sında gelişen bir gelenektir ve Hz. Muhammed'in vefatından üç-dört kuşak sonrasına kadar İslam İmparatorluğunda yaygın bir gelenek haline gelmemiştir. Görünüşe bakılırsa, Müslüman dünyasında kadınların örtülmesi ve erkeklerden uzak tutulması geleneği, uzun zamandır kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapan Perslerden ve Bizanslılardan gelmiştir.
Sayfa 307 - Koridor Yayıncılık.
Batılı eleştirmenler...Kur'an'ın çifte standart uyguladığından şikayet edilir: Örneğin miras kanunu, bir kadının erkek kardeşinin (aile kurmak için mehre ihtiyacı vardır) aldığının sadece yarısını alabileceğini bildir­mektedir. Yine, kadınların kanun önünde tanıklıklarına izin verilmekte ama erkeklerin tanıklığının yarısı kadar değerli kabul edilmektedir. Yirminci yüzyıl açısından bakıldığında -- şimdi bile kadınlara eşit haklar tanınması için mücadele verildiğini unutmamamız gerekir - Kur' an' daki bu kanun yasaklayıcı, kısıtlayıcı gibi görünmektedir. Ama yedinci yüz­ yıldaki Arabistan' da tam bir devrimdi. İslam öncesi çağda kız bebekler öldürülürken, kadınlar hiçbir hakka sahip değilken hayatın kadınlar için nasıl olduğunu bir düşünelim. Tıpkı kö­leler gibi, kadınlara da yasal kimlikleri olmayan aşağı var­lıklar gibi davranılıyordu. Böylesine ilkel bir dünyada Hz. Muhammed'in kadınlar için yaptığı şey son derece sıra dışıy­dı. Bir kadının tanıklık yapabilmesi ya da kendi adına miras hakkı olması fikri, son derece şaşırtıcı ve hatta bazıları için akıl almazdı. Hıristiyan Avrupa'da da kadınların benzer hak­lara sahip olabilmek için on dokuzuncu yüzyıla kadar bekle­mek zorunda kaldıklarını unutmamak gerekir:
Sayfa 295 - Koridor Yayıncılık.
Nisa suresi 3. Ayet.
Uhud Savaşı'nda altmış beş Müslüman öldükten sonra, arkalarında bakıma ihtiyacı olan eşlerini ve ailelerini bırakmışlardı. Bu yenilgiden sonra, Müslümanların dört kadın almasına izin ve­ren bir vahiy geldi. Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil ) , size helal olan (başka) kadınlardan ikişer , üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur . Sure 4:3. ...Ölen adamlar arkalarında sadece dullar de­ğil, yeni bir hamiye ihtiyaç duyan kızlar, baldızlar ve diğer akrabalar da bırakmışlardı.
Sayfa 293 - Koridor Yayıncılık.
...mitos ve ona eşlik eden kuttörenleri, altında ezileceğini hissettiği hayatın acı gerçekleriyle barışık kalmak ve onların etkisinde kalmamak için kullanmıştı.
Sayfa 35
Bir mit avcıya avını nasıl öldüreceğini ya da av gezisini nasıl düzenleyeceğini anlatamazdı, ancak hayvanların öldürülmesiyle ilgili karmaşık duygularıyla başa çıkmasına yardım ederdi. Logos ise etkili, elverişli ve akılcıydı, ne var ki insan yaşamının son değeriyle ilgili sorulara yanıt vermekten de insanın çektiği acıyla üzüntüyü dindirmekten de uzaktı.
Sayfa 34
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.