Katrine Marçal

Adam Smith’in Yemeğini Pişiren Kimdi? yazarı
Yazar
7.8/10
22 Kişi
71
Okunma
3
Beğeni
738
Görüntülenme

En Yeni Katrine Marçal Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Katrine Marçal sözleri ve alıntılarını, en yeni Katrine Marçal kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ortak noktamız bedenle başlar. Üşüdüğümüzde titreriz, koştuğumuzda terleriz, orgazm olurken çığlık atarız, çocuk doğururken çığlık atarız. Başka insanlara beden aracılığıyla ulaşırız. Şu iktisadi birey, işte böyle bir bedeni yok ediyor. Yokmuş gibi davranıyor. Bedeni dışarıdan, sanki yabancı bir sermayeymiş gibi inceliyoruz. Ve yalnızız.
Sayfa 137Kitabı okudu
İktisat kuramlarımız, bedenin gerçekliğini kabul etmeyi reddediyor ve elinden geldiğince bu gerçekten uzak duruyor. İnsanların minik doğduğundan, kolay öldüğünden, kimin derisi olursa olsun kesilen derinin nereden geldiğine, ne kadar kazandığına, nerede oturduğuna bakmaksızın kanayacağından.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Ama çocuk doğurmak insanlık deneyimi değildir. Kadınlık deneyimidir. Dünyayı böyle görmeyi öğrettiler bize. Kadınlık deneyimi, genel insanlık deneyiminden hep ayrı tutuldu. Hiç kimse, beşeri varlığı anlamak için doğumla ilgili kitap okumaz. Shakespeare okuruz. Ya da insanların nasıl mantarlar gibi topraktan çıktığını ve çıkar çıkmaz da birbirleriyle toplumsal sözleşme imzalamaya başladıklarını anlatan büyük filozoflardan birini.
Sayfa 131Kitabı okudu
Çocuk olmak neredeyse tamamıyla başkalarına bağımlı olmak demek. Başka türlüsünü hiç yaşamadık. Bütünüyle başkalarının beklentilerine, isteklerine, sevgilerine, nevrozlarına, travmalarına, hayal kırıklıklarına ve yaşanmamış hayatlarına terk ediliyoruz. Diğer yandan, bir çocuğa bakmak, başka bir insanın isteklerini doyurmak demek ve çocuğun bu yakınlıktan, adım adım bağımsızlaşması gerek.
Sayfa 126Kitabı okudu
Faust yalnızca mutlu olmak ister. Her türlü zevke, her türlü bilgiye ve "çok güzelsin gitme dur" diye dilenip yalvaracağı bir ana sahip olmak. Çok şey istemek mi bu?
Hepimiz rasyonel bireyler olduğumuzda, ırk, sınıf ve cinsiyet gibi sorunlar anlamsızlaşır. Ne de olsa hepimiz özgürüz. Tıpkı Kongo'daki bir kadın gibi. Üç kutu konserve karşılığı milislerle yatan kadın gibi. Yahut Şili'de bir kadın gibi. Böcek ilaçlarının, doğacak çocuklarda iki yıl sonra bile sinirsel hastalığa yol açacağını bile bile meyve toplayan kadın gibi. Yahut Fas'ta bir kadın gibi. Fabrikada çalışan, bu nedenle en büyük kızını, kardeşlerine baksın diye okuldan alan kadın gibi. Bunların hepsi davranışlarının sonuçlarının ne olacağını çok iyi biliyor. Her zaman mümkün olan en iyi kararı alıyorlar. Özgürlük, artık kaybedecek bir şeyinin kalmamasının başka bir adı.
Reklam
123 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.