Kaya Özsezgin

Kaya ÖzsezginOsman Hamdi yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.9/10
16 Kişi
53
Okunma
3
Beğeni
1.514
Görüntülenme
Köy Türküleri
Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar. Elma dalından uzağa düşmez
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu. Ağaç büyür arkasında koşamam Kervan yürür peşi sıra düşemem Yıldız akar uçsam da yetişemem. Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu..
Reklam
" Resim, çocukluğumdan buyana severek yaptığım bir iştir. Günlük yaşantımın bir parçasıdır. Nakış yapmak gibidir. Resmimde; çok sevdiğim Anadolu insanını, onun yaşantısını, folklorunu dile getirmeye çalışıyorum. Onun kültürü, sanatı, renkleri resmimi etkileyen unsurlardır. Batı resmindeki primitifler de beni etkilemiştir. Fakat özüm de gönlüm de Doğudadır."
Sayfa 85 - İş bankasıKitabı okudu
Kimi eskidiği için yaşar. Kimi yaşadıkça eskir. Ne tohumda keramet. Ne toprakta. Ne başakta. Marifet yaşamakta.
Reklam
Hüzün geldi
Türküler bitti Halaylar durdu Horonlar durdu Al damar, mor damar, şah damar sustu Bahçeler put kesildi birer birer Meyveler salkım saçak taş. Bir bulut uçardı Başıboş bedava Yandı kül oldu. Hüzün geldi başköşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu. Ağaç büyür arkasında koşamam Kervan yürür peşi sıra düşemem Yıldız akar uçsam da yetişemem. Hüzün geldi başköşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu.
Bedri Rahmi'nin benimsediği sanat anlayışında rengin ağırlıklı bir yer tuttuğu ve yaşamı boyunca bu durumun değişmediği söylenebilir. Yazılarında ve konuşmalarında bunu saptamak mümkündür. Örneğin 1964'te kaleme aldığı bir yazısında renge öncelikli bir yer verdiğini açıkça dile getiriyordu: "Resim sanatını bir cümleyle tarif etmek zorunda olsam, renklerle düşünebilmek sanatıdır derdim."
Sayfa 48 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
''hüzün geldi baş köşeye kuruldu yoruldu yüreğim yoruldu.''
Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Reklam
Oğlum Mernus sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun…
"Söyle bir kırık hava döneyim , turna uçsun içimde . Ben seni nasıl sarıp , nasıl seveyim ? Hayalimde , düşümde.."
Ne var ki babası, onun hukuk eğitimi görmesinden yanadır. Bu amaçla 1857'de Paris'e gönderilir. Orada bir süre hukuk derslerine devam ederse de asıl ilgi alanı olduğu kuşku götürmeyen resim sanatına merakı nedeniyle bu okulu bırakacak, Paris Güzel Sanatlar Okulu'nda Gérôme ve Boulanger'nin atölyelerine yazılacaktır.
ÜÇ DİL En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin En azından üç dil Birisi ana dilin Elin ayağın kadar senin Ana sütü gibi tatlı Ana sütü gibi bedava Nenniler, masallar, küfürler de caba Ötekiler yedi kat yabancı Her kelime arslan ağzında Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla Kök sökercesine söküp çıkartacaksın Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek Her kelimede bir kat daha artacaksın
Sanat yolculuğu durmadan didinmek ister. Ortalama günde 8 saat çalışmalıdır bir ressam. Bir başka deyimle ressamın paleti kuramamalıdır. Başarı yolu buradan geçer. En büyük hoca tabiattır. Oradan bol bol etüt yapmak, desen çizmek gerek. Ressam, resim yapan değildir. Resim yoluyla topluma rapor veren kişidir. Sanatçı, deseni anlayabildiği nispette pentür yapar. Çünkü desende ahenk vardır, hareket vardır, konstrüksiyon vardır, kompozisyon vardır. Desen herşeydir ve resim sanatının temelidir. Dünyanın her tarafından en büyük ustaların daima buna salık verdiğini unutmamak gerek.
Sayfa 48 - İş bankasıKitabı okudu