On yaşlarında idim. Yıl 1904. İstanbul’da amcam Esat Paşa merhumun yanında. İlkokulun (Darülirfan) son sınıfında. Acıbadem’den Kadıköy’e paşanın seyisi beni okula götürüyordu. Yolda fena bir lakırdı söyledim. Seyis bana, “Tükürük ne zaman pistir?” diye sordu. Sustum. “Ağızdan çıktıktan sonra” dedi. Cahil dediğimiz insanların bilgeliğini o gün öğrenmeye başladım.
Sayfa 22