8.7/10
16 Kişi
46
Okunma
5
Beğeni
727
Görüntülenme

En Eski Kemal Beyatlı Gönderileri

En Eski Kemal Beyatlı kitaplarını, en eski Kemal Beyatlı sözleri ve alıntılarını, en eski Kemal Beyatlı yazarlarını, en eski Kemal Beyatlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Biz zannederdik ki, İstanbul'a vardığımızda herkes bizi tanıyacak, orada insanlar bize kucak açıp, çiçeklerle karşılayacak. Yürüdüğümüz sokaklarda, caddelerde herkes bizi parmakla gösterecek; 'Bakın bakın, işte Kerküklü kardeşimiz geldi' diyecekler. Kahvelerde çay yudumlarken konu sadece biz olacağız. Kimse bizden başkasını konuşmayacak..."
Arka kapakKitabı okudu
Reklam
"Alışılmış bir yaşam tarzını değiştirme endişesi, günahıyla sevabıyla alışılmışı sürdürmek hastalığı, insanın olaylara bakış açısını daraltır."
Sayfa 19 - İhsan Beg'in VasiyetiKitabı okudu
"Biz dünyaya gelir gelmez, Türkiye'ye sevdalanırdık. İlk aşkımız Türkiye'yi sevmekle başlardı hayat. 'Oraları görmek kısmet olur mu?' diye hasret çekerdik hep. Bizim topraklar ile Türkiye topraklarının bir olduğunu, kurnazca bir oyun sonucu araya bir kırmızı çizgi çekildiğini ve adına da sınır denildiğini bilir ve bu kırmızı çizgilerin ardındaki Türkiye'yi özlerdik. Oraları görmek başka bir sevda, başka bir arzu, başka bir umuttu... Hele İstanbul! İstanbul'u görmek, bambaşka bir heves, bambaşka bir aşktı."
Sayfa 24 - İstanbul'da Bir KerküklüKitabı okudu
"Otobüs tekerleğini ne kadar küçük yapmışlar. Ne biçim mühendis bunlar? Tekerlek dediğin, bir döndüğünde şehirlerden şehirlere, kıtalara varmalı. Bu mühendisler, galiba aşkın ne olduğunu bilmiyorlar, çırpınan gönüllerin halinden anlamıyorlar."
Sayfa 29 - İstanbul'da Bir KerküklüKitabı okudu
"Bir gün Kerkük'te, Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adında bir romanı elime geçmişti. Romanı bana getiren kişi tir tir titriyordu. Babası pek çok kez emniyet nezarethanesinde gecelemişti. Babası evde kitabı görür görmez; 'Bir kitap yüzünden bizi perişan etme oğlum, parçalayıp yakmaya gönlün el vermiyorsa, bari evden uzaklaştır.' demiş. Arkadaşım babasının bu sözünden sonra kitabı bana getirmişti. Evde, gece yarısına kadar kitabı parçalayıp her bir beş sayfasını ayırdım. Diğer arkadaşların onu okuması için iç çamaşırımın arasında saklayıp götürürdüm. Bu beş sayfalık bölümleri okuyan diğerine verirdi. Böylece bir kitabı okumak belki günler, belki haftalar sürerdi! Bunu nasıl buradaki insanlara anlatırdım ki?! Peyami Safa'nın o romanına, her Türk gencinin hevesle şevkle sarılması gerekirken, o esere yeterince değer verilmediğini ve Beyazıt Meydanı'nda yerlerde sergilenip ucuz fiyata satıldığını görünce kahroldum."
Sayfa 34 - İstanbul'da Bir KerküklüKitabı okudu
Reklam
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.