Kemal Varol Reviews
You can find Kemal Varol reviews, Kemal Varol book reviews, Kemal Varol ratings on 1000Kitap.
Arkanya sokaklarından sıcacık samimi insanin icini ısıtan birbiriyle bağlantılı içten hikayelerin yer aldığı kemal varol' un eşsiz güzellikteki hikaye kitabı.
Hasan Ali Toptaş Kuşlar Yasına Gider romanında "Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır" diyor. Kemal Varol ise "Baba dediğin tamamlanmamış bir kelimedir zaten " diyor. Bir baba-oğul romanın kahramanları. Avukat Yusuf ve ba "ba"sı Heves Ali. Heves Ali'nin hikayesi Ucunda Ölüm Var da tamamlanmamıştı biz onu sadece Ağıtçı Kadın'ı bırakıp giden üç telli bağlama ile türkü söyleyen bir hercai olarak biliyorduk oysa o ardında pek çok gözü yaşlı kadın ve boynu bükük bir evlat bırakmıştı. Fuzuli gene haklı çıktı "Şair sözü yalandır aldanma" diyerek. Yusuf on beş yaşından sonra babasını bir daha görmez araya 25 yıl girer ve bir sabah kapısı çalar. Kapının önünde mahcup bir adam babası vardır. Üstelik son günlerin yaşıyordur, hastadır. Sonrasında yolculukları başlar babasının son isteğidir Kars'a Aşıklar Bayramı'na gitmek. Son kez arkadaşlarını görüp onlarla aynı atmosferi solumak ister Heves Ali. Diyarbakır'dan Kars'a uzanan bir yolculuk bu yolculuk sırasında verilen molalar, kısa konuşmalar ve karşılıklı susmaları. Yusuf'un aklında Aylın önünde gidilmesi gereken bir yol vardir. Heves Ali kimi zaman kızdım ona kimi zaman ağladım onun için kimi zaman Aziz Bey'le karşılaştırdım bazen durup bir türkünün pesine alıp gittim. Kemal Varol'un kalemine yeniden aşık oldum. Romanda "Bu dağlar kömürdendir" diyerek Hasan Ali Toptaş'ı, selamlaması ise hoşuma giden bir başka nokta oldu. Şimdi yarım kalan Yusuf'un hikayesini merakla bekliyorum. Okumadım yaşadım.
Kemal Varol idefix' en iyi 50 kitap listesiyle tanıştığım bir yazar, sitenin geçen senenin en dikkat çeken kitabı olarak nitelendirmesiyle birlikte okuma fırsatı buldum. Bir köpeğin bakış açısıyla ülkenin doğu-batı fotoğrafını görmekteyiz. Öyle güzel bir anlatım var ki kitapta, tamamen köpek moduna geçip gerçekten de o gözle bakabiliyorsunuz. Bitirdikten sonra köpeklerle konuşmaya bile başlayabilirsiniz :) alt metinde ise Türk-Kürt sorununu ele alıyor. Pek suya sabuna bulaşmadan bu konuyu kitaba yedirmiş, sadece bir kaç noktada eleştiriler yer alıyor.
Genel anlamda Murat Uyurkulak tadı aldım. Ancak onun kadar sert değil dili. Kurgu olarak da 2 karakter kullanarak değişim sağlanmış ve sıkıcılık azaltılmış. Sonunu ayrı bir beğendim.
Hoş bir kitaptı ve sanırım etkileyici kitaplar listesine girmeye hak kazanıyor.
227 syf.
·
Not rated
Öncelikle çok akıcı ve samimi bir kitaptı.
Yazarın kalemine sağlık.
Devamını merak ediyorum Yusuf' a noldu?
Toparlanabildi mi?
Aylın mektuplara cevap yazdı mı?
Kitap kendini okutuyor sadece yazar ana karakterin duygu dünyasını yaşatmak için fazla tekrara düşmüş gibi geldi bana.
Yazarın kitapta kahramanla kendini tesadüfen karşılaştırması bana mükemmel bir detay gibi gözüktü.
Yani bence güzel hareketti :)
Toparlayacak olursam okumanızı tavsiye ederim kaliteli ve güzel bir kitap.
Konusu , işlenişi, içinde geçen alıntılar ve karakterlerin tam yerinde söylediği güzel cümleler hayata bakış açınıza mutlaka birşeyler katacaktır.
Keyifli okumalar.
Sen neden böylesin Kemal Varol.
Açıkçası bunca hissettirdiği şeyden sonra ne yazmalıyım bilmiyorum fakat sevinç duyduğum bir şey var ki bu kitabı şimdi okumuş olmam. Ya daha önceleri okumuş olsaydım nasıl başa çıkardım kendimle bilemiyorum.
"Ayrılık Provaları" ile başlıyor kitap sonrası yalnızlık sonrası derin acı...
Aşka, ayrılığa, yoksulluğa, yalnızlığa dair Varol'un şiirlerini barındırıyor Temmuzun On Sekizi.
Yazarlığının yanısıra şairliği ile de tanışmış olduk.
Okudukça solumun ağırlaştığını hissettim. Tavsiye eder miyim? İsterim ki, kimse sevdiğinden ayrılıp bunları hissetme ihtiyacı duymasın. Fakat tabiatın kanunu ayrılık da sevdaya dahil kimi zaman...
Yeni bir haftadan herkese merhabalar
Bugün değişik konusu olan Kemal Varol'un "Ucunda Ölüm Var" romanını yorumlamak isterim. Dilimin,kalemimin döndüğü kadar. İlk defa bu yazarın bir kitabını okudum. Romanda yarı memleketim Kırşehir olmasına rağmen bu bölgede eskilerden beri meslek haline gelmiş Ağıtçılık yapan bir kadının başından geçenleri anlatıyor. Kadının adını yazarımız zikretmiyor. Adı;Ağıtçı kadın. Bu kadın zamanında kitaptaki yaşı 70 civarı elli küsür yıl önce dediğine göre yirmili yaşlarda yaşadığı aşkın acısını bunca zaman çekiyor. Ama ne aşk acısı. Bazen içten içe kızdım teyzemize Kadın adeta hayata küsmüş. Ölmeyi arzuluyor. Ve sonunda da neyse söylemeyeyim.. Gördüğü rüyalarla gençliğinde yaşadığı aşkın kahramanı "Heves Ali"sini bulmak için diyar diyar geziyor. İstanbul, Bursa,Erzurum,Diyarbakır... Her defasında işte buldu desemde her bölümde hayal kırıklığına uğradım Ağıtçı Kadın gibi. Romanın sonunda Heves Ali'ye kavuşmuştur,bunca yılın hesabını sormuştur dediysem de sonu beni fazlasıyla üzdü.
Güzeldi,tadı damağımda kaldı.
Mutlu haftalar,elinizden kitap eksik olmasın efenim
.
