Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kenan Rifai

Kenan RifaiSohbetler yazarı
Yazar
9.4/10
27 Kişi
72
Okunma
67
Beğeni
4.755
Görüntülenme

Hakkında

1867'de Selanik'te dünyaya geldi. Babası, Filibeli Hacı Hasan Bey’in oğlu Abdülhalim Bey; annesi Hatice Cenan Hanım'dır. Onun doğumu sırasında babasının memuriyet görevi nedeniyle ailesi Selanik'te bulunmaktaydı. Anne ve babası o küçük yaşta iken ayrıldı. Babası, bir süre doğu vilayetlerinde görev yaptıktan sonra İstanbul'a gelip Fatih’te Hırka-i Şerif Camii yakınında bir konağa yerleşmiş ve Posta Telgraf Nezareti'nde sicil başmüdürlüğü ve telgraf nâzırlığı görevini sürdürmüştür.[2] Kenan Rıfai'nin yetiştirilmesini üstlenen annesi, onu manevi terbiye görmesi için Posta Nezareti'nde memurluk yapan Kadiri tarikatına mensup Edhem Efendi'ye emanet etti. Edhem Efendi ölümüne kadar onu yalnız bırakmadı ve kendisine Kadirilik'te icazet verdi. Kenan Rıfai, dokuz yaşına iken Galatasaray Sultanisi'nde yatılı öğrenci olarak öğrenim görmeye başladı. Zihni Efendi, Muallim Naci, Muallim Feyzi, Recaizade Mahmud Ekrem gibi Türk hocalardan eğitim aldı. 1885 yılında Galatasaray'dan mezun oldu. Babıali Hariciye Kalemi’nde çalışmaya başlayan Rıfai, Acem Mektebi’nde Tabiat Dersleri öğretmenliği yaptı. Bir süre Posta Telgraf Nezareti’nde müşavir yardımcısı olarak çalıştı ve bir yandan da öğrenimine Darülfünun'un Hukuk Fakültesi’nde devam etti. Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan hemen sonra on dokuz yaşında Balıkesir İdadisi müdürlüğüne tayin edildi. On bir ay kaldığı Balıkesir'de bir hocadan musiki ve ney dersleri aldı. Balıkesir'den sonra Adana, ardından Manastır, Kosova, Üsküp ve Trabzon Maarif müdürlüklerine getirildi. Üsküp’teki görevi sırasında evlendi, bu evlilikten üç çocuk sahibi oldu. Manastır'da bulunduğu sırada Medine'ye gitmek için başvuruda bulundu. Birkaç yıl sonra Medine’de açılan “İdâdî-i Hamîdî” adlı yeni okulun müdürlüğüne tayin edildi. Medine'de dört yıl kaldıktan sonra İstanbul'a geri döndü ve Erkek Muallim Mektebi'nde Fransızca öğretmenliği, Tedkîkât-ı İlmiyye üyeliği, Dârüşşafaka Lisesi müdürlüğü, Meclis-i Maârif üyeliği gibi görevlerde bulundu. Bir ara ikinci defa Medîne'ye giderek kısa bir süre kaldı.[3] 1925 yılında Maarif Vekâleti'nden emekliye ayrıldı ancak on üç yıl boyunca Fener Rum Lisesi'nde Türkçe öğretmenliği yaparak meslek yaşamını sürdürdü. Kenan Rıfai, Medine'ye gitmeden önce mürşidi Edhem Efendi hayatını yitirmişti. Dört yıl kaldığı Medine'de Seyyid Hamza er-Rifâî tekkesine devam ederek Rıfailik’te icazet ve hilafet aldı. O güne kadar “Abdülhalim Kenan” olarak tanınırken bu devirden sonra Rıfailiği başladı. Medine'den İstanbul'a döndükten sonra Fatih'te kendi dergâhını açtı. Babasının konağının bahçesine yaptırdığı dergâhın planını Ekrem Hakkı Ayverdi çizdi. Dergâh, şeyhülislamların, şairlerin, aşıkların hatta papaz ve patriklerin gelip semâ ettikleri bir mekân oldu. Rıfai, bir yandan Darüşşafaka Lisesi müdürlüğünü sürdürürken bir yandan da dergâhında şeyh olarak hizmet gördü. Bu iki görevi birbirine karıştırmamak konusunda çok titiz davrandı. 1925 yılında Tekkelerin kapatılmasından sonra Ümmü Kenan Dergâhı, ailesi tarafından mesken olarak kullanılmaya başlandı. Kenan Rıfai, “Onlar zaten kendilerini feshetmişlerdi” diyerek tekkelerin kapatılmasına ilişkin kanuna hiçbir tepki göstermedi ve Ümmü Kenan Dergâhı’nı “bir gün açılacaktır ama akademi olarak açılacaktır” diyerek kapattı.[2]. Tasavvufî ders ve sohbetlerine vefat tarihi olan 1950 yılına kadar evinde devam etti. Bu sohbetleri Samiha Ayverdi ve Samiha Cemal Hanımlar not etmiştir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında yaşayan sûfiler arasında önemli bir yeri edinmiştir. Diş Tabâbeti ve Eczâcı mektepleri müdürü Server Hilmi Bey, Hattat Aziz Efendi, felsefeci Semiha Cemal Hanım, damadı ve diş hekimi Ziya Cemal Büyükaksoy, romancı ve filoloji doktoru Safiye Erol, mimar Ekrem Hakkı Ayverdi, edip, mütefekir ve mutasavvıf Samiha Ayverdi onun öğrencileri arasındadır. Devrin şeyhülislâmlarından Haydarîzâde İbrâhim Efendi, Nesîmi Efendi ve Ebdullah Efendi ile Mısır Keldânî patrik vekili Âbid Efendi de onun müntesiplerindendir. Soyadı Kanunu'ndan sonra Büyükaksoy soyadını alan Kenan Rifai, 7 Temmuz 1950 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi, Merkez Efendi Camii avlusunda şadırvanla kabristan duvarı arasındaki bölüme defnedilmiştir.
Unvan:
Türk mutasavvıf, eğitimci
Doğum:
Selanik, 1867
Ölüm:
1950

Okurlar

67 okur beğendi.
72 okur okudu.
19 okur okuyor.
95 okur okuyacak.
10 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hazret-i Pîr buyuruyor ki:
Her müslümanın kalbinde bir ilâhî vaiz vardır. İnsanın kendi kendine nasihati olmazsa, edilecek vaaz ve nasihatten istifâde edemez.
Sayfa 243Kitabı okudu
Nedir bu gururun senin? Evvelin bir katre meni, ahirin leş!
Reklam
"İnsanın kaşı, gözü, ağzı, burnu birer ayettir. Onun için çirkinlik yoktur."
Sayfa 605
"Nedir bu gururun senin? Evvelin bir katre meni, ahirin leş!"
Sayfa 358
Kimseyi incitmemeye çalış, mühim olan budur. Eğer bunu yapamıyorsan sükût et. Onu da yapamıyorsan uzlet et. Ama sana bir şey bilmiyor, söz bilmiyor, aptal demişler, varsın desinler. Sen Allah de ve istikâmet eyle.
Kenan Rifai
Kenan Rifai
"Dünyâda kim neyden vefâ umarsa ondan cefa görür."🍂
Kenan Rifai
Kenan Rifai
Reklam
Hiçbir şey bilmediğini bilmek, bilgilerin en büyüğüdür. ❗
Kenan Rifai
Kenan Rifai

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
657 syf.
·
Puan vermedi
Kabul Olmuş Dualarıma ...
Artık eskisi kadar çok fazla uyuyamuyordu kadın. Hoş eskiden de çok uyumuyordu ama uykusunu kaçıran sebepler gün geçtikçe arttıkça uyku saatleri azalmıştı. Saat gecenin kaçı olursa olsun düşünmesi , sürekli geçmişini temizlemesi için yeterli bir saat muhakkak oluyordu . Öyle çok şeyin farkındaydı ki , öylesine korktuğu sandığı
Şerhli Mesnevi Şerif
Şerhli Mesnevi ŞerifKenan Rifai · Kubbealtı Neşriyatı · 201424 okunma
729 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Huzur veren bir kitaptı...
Uzun bir yolculuktu.Hani her Ramazan akşamı bir yerlerde toplanıp hoş sohbetler yapılır ya , işte bu kitap da bana bu duyguyu hissettirdi. Bazen kendimi muhteşem bahçelerde gezintiye çıkmışım gibi ,bazen aşk deryasına dalmış gibi:) Bazen de nasihatler almış gibi hissettim.. Keşke kaybettiğimiz büyüklerimiz aramızda olsa da canlı nasihatler alabilseydik:( o şefkatli elleriyle dokunsalardı bize tıpkı çocukluğumuzdaki gibi :( Hele o beyitler insanın gönül telini titreten nağmeler gibiydi... Bir damla nasipleniverene ne mutlu.. Ehh.. zor bir dünyada yaşıyoruz,hep bir koşuşturma içindeyiz.Arada bir molaya ihtiyaç oluyor tabii. Kitabın bendeki etkisi de tıpkı güzel bir mola gibiydi. Ayrıca anlatım dili de çok iyiydi.Ramazan'ın tam da ruhuna uygun,bizim de ruhlarımıza şifa gibiydi.. Bazı cümleler öyle derin ve yakıcıydı ki ,bazen çeşmeleri koyverdiğim de olmuştur.. Son olarak madem uzun bir yolculuktu dedik, güzel bir alıntı ile noktayı koyalım.. "-Yol gönüldür. Gitmek, kendiliksiz kendine gitmektir, bilmek ve bulmaktır. Evvelâ kendinden çıkacak, sonra kendiliksiz kendine döneceksin. Yâni kendi hakikatini bilecek ve nihâyet kendi hakikatini açıkça görüp bulacak ve kayıtsız şartsız, ikiliksiz tevhide kavuşacaksın..." Bu Ramazan'da ben şifamı aldım, darısı sizlere olsun. Keyifli okumalar..
Sohbetler
SohbetlerKenan Rifai · Kubbealtı Neşriyatı · 201435 okunma
657 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Bişnev...
"Bişnev" diyerek başlamış sevgili Mevlana. Biz de öyle başlayalım anlatmaya. Besmele anlamındaymış bu söz. Geceleri sessizlikte, huzurla,hüzünlenerek, kendimle hesaplaşarak okudum. Sanki çiçek bahçelerini gezmiş gibi rahatlatan şiir gibiydi adeta. Rabbimin yüce Kur'an da belirttiğini hikayeler tadında anlatmış bize. Hikayelerde, Allah aşkı, insana duyulan aşk, Peygamber efendimizden, geçmişten bildigimiz birçok kıssadan bölümler de var. Bizler bu dünyadan geçerken, kimseleri incitmeden ,olması gerektiği gibi nasıl yaşamalıyız? sorusuna da etkileyici cevapları var. Örnekleri ile anlatmış ve çok güzel işlemiş. Okurken öyle cümlelere rastlıyorsunuz ki,insanın gönül telini titretiyor, etkisi epey geçmiyor. Ney sesleri kulaklarınıza geliyor adeta. lyiliğin,güzelliğin,doğruluğun timsali "Mevlâna "olmak böyle bir şey galiba. "Kim olursan ol gel" demiş ya bize. Gittim, öğrendim, bilgiler ile donandım,şifamı aldım ve üzerime düşen dersi çıkardım.. Selam olsun ona,ruhu şad olsun. Darısı onu seven,okuyan,anlayan tüm okurlara olsun.. Gönülden tavsiye ediyorum,ruhunuza iyi gelecek. Nice güzel kitaplarda buluşmak dileğiyle...
Şerhli Mesnevi Şerif
Şerhli Mesnevi ŞerifKenan Rifai · Kubbealtı Neşriyatı · 201424 okunma