Kevin H. O'Rourke

Kevin H. O'RourkeGüç ve Refah author
Author
Compiler
Editor
10.0/10
2 People
5
Reads
0
Likes
409
Views

Kevin H. O'Rourke Quotes

You can find Kevin H. O'Rourke quotes, Kevin H. O'Rourke book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bu karakteristik Avrupa dürtüsü, sadece Avrupa'nın Asya'nın ticari mallarına karşı duyduğu arzudan değil, Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Karadeniz girişlerine hangi güç hakim olursa onun insafına kalan coğrafi konumundan da ileri geliyordu. Bu anlamda, Hz. Muhammed Şarlman kadar Vasco da Gama'dan da sorumluydu.
Sayfa 436 - Ticaret ve Sanayi DevrimiKitabı okudu
1947, Doğu ve Batı Avrupa'nın çok farklı etkilerinin görüldüğü kilit bir yıldı. Mart ayında Truman Doktrini, yani Yunanistan ve Türkiye'ye ilişkin olarak açıklanan "ABD'nin silahlı azınlıklar veya dış baskılarla boyun eğdirme girişimine direnen hür ulusları destekleme politikası" ilan edildi. Bereketsiz hasatlar ve döviz kıtlığının Batı Avrupa'nın ekonomik canlanmasını ve keza muhtemel olarak demokratik kurumlarını tehlikeye soktuğu durumla karşılaşıldığında, ABD Dışişleri Bakanı George Marshall 5 Haziranda ABD'nin Avrupa'ya mali yardım sağlamaya hazır olduğunu açıkladı. Yardım alacak ülkelerin bu yardım karşılığında serbest piyasa lehinde birtakım reformları kabul etmeleri ve Amerikan yardımını kullanma karşılığında stratejilerini düzenlemeleri gerekiyordu. Bu da daha genel olarak Avrupa'nın ekonomik entegrasyonunu teşvik edeceği umulan bir şarttı. Marshall Planı, adını Dişişleri Bakanından almıştı, onun ricası üzerine bu planı düzenleyen kişi ise Kennan'dı.
Sayfa 570Kitabı okudu
Reklam
Bütün bu imparatorluklar, genellikle yeni zaptettikleri bölgelerde serbest ticaret politikalarının uygulanmasını zorluyorlar ve hem ekonomik hem de stratejik nedenlerden dolayı demiryollarının yapılmasını destekliyorlardı. O halde 19. yüzyıl küreselleşmesinin başlıca saiki emperyalizmdi. Sanayi Devriminin teknolojileri, görmüş olduğumuz gibi, bu dönemde küreselleşmenin bir diğer başlıca saikiydi. Buna karşılık, ülkelerin kendi ticaret politikalarını belirlemekte serbest oldukları yerde, özellikle de Yeni Dünya'nın kendi kendini yöneten cumhuriyetleri ve dominyonlarında, gümrük tarifeleri genellikle Waterloo ile I. Dünya Savaşı arasındaki dönemde yüksek seviyede kalmıştır.
Sayfa 471 - AngloballeşmeKitabı okudu
20. yüzyılın başlarında bağımsızlık, ekonomik açıdan genellikle çok pahalıya mal olan korumacı politikaların benimsenmesini gerektiriyordu.
Sayfa 525 - 1914-1939 Arasında Dünya Ticareti: De-globalizasyonKitabı okudu
Soğuk Savaş cidden başlamıştı. 1949 yılında sadece (Batı Avrupa'nın savunmasını ABD'ye veren) Kuzey Atlantik Antlaşması'nın imzalanmasına değil, (Doğu'yla birlikte dünyanın herhangi bir yerine yapılan ihracatı kontrol etmeye yönelik geniş icra yetkileri veren) ABD İhraç Kontrol Kanunu'nun çıkarılmasına da tanık olundu. Böyle bir politikayı yürütmeye çalışırken uygulamada ortaya çıkan sorun, Amerika'nın müttefiklerinin de buna dahil edilmesi ve belli türdeki malların komünist bloka ihraç edilemeyeceğini onların da kabul etmeleri gerektiğiydi. Bu, Soğuk Savaş boyunca çok taraflı bir şekilde Batı'nın ihracat kontrollerini yapan ve ancak 1995'te lağvedilen COCOM'un (Koordinasyon Komitesi) kurulmasıyla hayata geçirildi. 1950'de, Çin'de Mao'nun zaferi ve Kore Savaşı'nın patlak vermesinin ardından, Batı Avrupa devletleri, Amerika'nın komünist ekonomik gelişmenin temelini zayıflatmaya yönelik olarak kapsamlı veya “ekonomik” ihracat ablukası uygulamasını kabul etttikleri için (ve ABD’nin Çin'le ticari ilişkileri tamamen koparmasından) bayağı endişe duydular. Ancak 1954'e gelindiğinde Avrupalılar, Kore'de barışın yeniden tesis edilmesi ve Stalin'in ölümü sonucunda ablukanın daraltılması yahut Sovyet blokunun askerî çabalarını destekleyecek "stratejik” mallarla sınırlandırılması konusunda ısrar ettiler ve Amerikalılar da bu talebi kabul etti.
Sayfa 571Kitabı okudu
Japonya, 1895'te Çin'le kısa bir çatışmadan sonra, Tayvan ve Mançurya'da yer alan Liaodong yarımadasına sahip oldu. Rusya, Fransa ve Almanya'nın müdahalesinden sonra ikincisiyle ilgili taleplerinden çekilmek zorunda kaldı ve Ruslar, kendileri yarımadaya yerleşip 25 yıllığına kiraladılar. Bu da 1904-1905 arasında yapılan ve Japonya'nın zaferiyle sona eren ve sadece Büyük Güç statüsüne yükselmekle değil, aynı zamanda Liaodong'un kiralanmasıyla da sonuçlanan Rus-Japon savaşının zemini hazırladı. Japonya beş yıl sonra Kore'yi ilhak edecekti. Sonraki bölümde göreceğimiz gibi, Mançurya'daki bu Japon varlığının bir çeyrek yüzyıl sonra dünya için büyük sonuçları olacaktı.
Sayfa 507Kitabı okudu
Reklam
Amerikan politika yapıcıları, Sovyetler Birliği'nin uzun vadeli amaçlarının neler olduğunu anlamak istiyorlar ve cevaplar bulması için Moskova'daki sefaretlerini soru yağmuruna tutuyorlardı. Doğru adamın doğru zamanda doğru yerde olmasının nadir tarihî örneği olarak, buraya atanan George F. Kennan adlı nispeten kıdemsiz bir diplomat, bu soruları meşhur 8 bin kelimelik “uzun bir telgrafla cevapladı ki Gaddis bunun “ABD'nin Soğuk Savaş'ın geri kalanı boyunca Sovyetler Birliği'ne yönelik stratejisinin temeli haline geldiğini" söyler.
Sayfa 570Kitabı okudu
Şu var ki zengin petrol yataklarının bulunması, Fransa'ya Suriye ve Lübnan'da tam yetki verilmesi karşılığında İngiltere'nin Musul'u ele geçirmesine yol açtı. Filistin; Ürdün ve daha sonra manda altındaki ülke olan Filistin olarak ikiye bölünecekti. 1917 Balfour Deklarasyonu'nda Yahudilere “milli yurt” sözü verildi. Lenin, Sykes-Picot Anlaşması’nın içeriğini dünya kamuoyuna açıklayınca, İngilizlerin başlangıçtaki vaatlerinden dönmeleri Arap kamuoyunda nefret ve infial uyandırdı. 1920 yılında, İngiliz ordusu tarafından 6 binin üzerinde Iraklının ve 500 civarında da İngiliz ve Hint askerlerinin can kaybıyla bastırılan, Şiiler ve Sünnîlerin Irak'ta bağımsız bir devlet kurmaya yönelik ortak çabalarına tanık olundu.
Sayfa 558 - Osmanlı İmparatorluğu’nun ÇöküşüKitabı okudu
Bütün bu faktörler, 1921'de Sömürge Bakanı Winston Churchill tarafından Irak devletinin kurulmasına veya “icadına” yol açtı. Mekke Şerifinin oğlu Prens Faysal Bağdat’ta yeni ülkenin kralı olarak tahta çıktı. Faysal'ın erkek kardeşi Abdullah ise yeni kurulan Ürdün'ün kralı olarak taç giydi. Yeni devlet, bir dereceye kadar sınırlı bağımsızlığın verildiği 1932 yılına kadar Milletler Cemiyeti mandası olarak İngiltere tarafından yönetildi. İngilizler de Osmanlılar gibi ülke yönetimin de Sünnî Arap seçkinlere dayanıyordu. Faysalın torunu olan II. Faysal, 1958'de ordunun yaptığı kanlı bir darbeyle öldürüldü. Bu da sonunda Baasçılar ve Saddam Hüseyin'in iktidarına yol açtı. Aynı zamanda aynı ismi taşıyan Abdullah'ın torunu ise hâlâ Ürdün'ü yönetmektedir. Bu hikayenin bir diğer bölümü, Avrupa'da giderek artan ve Nazilerin yaptığı Yahudi katliamıyla sonuçlanan şiddetli antisemitizm II. Dünya Savaşı’ndan sonra gelecekti. 1922 nüfus sayımı kayıtlarına göre Filistin'de sadece 84 bin Yahudi yaşarken, İsrail devletinin kurulduğu 1948'de burada en az 800 bin Yahudi vardı. Osmanlı İmparatorluğu’nun İsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak’taki tarihî önem taşıyan mirası hâlâ sürmektedir ve nihayetinde henüz hallolmamıştır.
Sayfa 559 - Osmanlı İmparatorluğu’nun ÇöküşüKitabı okudu
Nisan 1827'de, Cezayir dayılarının sonu olan Hüseyin, 1793-1798 arasında hububat mübayaalarının sonucunda, Fransa'nın borçlu olduğu parayı ödemeyişine kızarak Fransız konsül Deval'e bir sineklikle vurdu. Bunun üzerine üç yıl süren ablukalar ve başarısız görüşmelerden sonra, Fransa 1830'da Cezayir'i istila etti ve "Fransa, kendisini ne hakikaten istediği ne de cidden hazır olduğu bir sömürge teşebbüsünün içinde buldu". 1847'ye gelindiğinde Cezayir direnişinin önderi Abdülkadir nihayet teslim olmaya zorlandı ve Cezayir bir Fransız sömürgesi haline geldi.
Sayfa 465Kitabı okudu
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.