Kristof Kolomb

Kristof KolombSeyir Defterleri yazarı
Yazar
7.6/10
95 Kişi
347
Okunma
23
Beğeni
4.289
Görüntülenme

Kristof Kolomb Gönderileri

Kristof Kolomb kitaplarını, Kristof Kolomb sözleri ve alıntılarını, Kristof Kolomb yazarlarını, Kristof Kolomb yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçekten Hintliler ne kadar tokgöz, eli açık kimselerse İspanyollar da o kadar açgözlü, hırslı kimselerdi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bütün bu güzellikleri gören kişi bunca hayranlığa düşer de yalnızca duyup dinleyen ne yapar?
Reklam
Şurası da bilinmeli ki,herhangi bir şeyin gönülden verildiğini anlamak hiç de zor değildir.
Silahları yok,ne olduğunu da bilmiyorlar;kılıçlar gösterdim,öyle bilgisizdiler ki keskin tarafından tutuyor,parmaklarını kesiyorlardı.
Dördüncü Yolculuk
Altından değerli bir şey yoktur. Altınla hazineler kurulur, dünyada altınla elde edilemeyecek ne var ki, insan altınla cenneti bile satın alır.
Sayfa 237
Gerçekten Hintliler ne kadar tokgözlü, eli açık kimselerse İspanyollar da o kadar açgözlü, hırslı kimselerdi. Bir parça ip, bir cam kırığı, bir tabak kırığı, beş para etmez ıvır zıvır öteberiler karşılığında aldıkları şeyler yetmiyordu onlara, hiçbir şey vermeden çok şey, olabildiği kadar çok şey almak istiyorlardı.
Sayfa 111
Reklam
"Eliaçık oluşları verdiklerinin hiç de değersiz olduğu anlamına gelmemeli. Ha bir testi su vermişler ha altın getirmişler, ikisi de birdi onlar için, davranışlarında değişiklik olmazdı. Şurası da bilinmeli ki, herhangi bir şeyin gönülden verildiğini anlamak hiç de zor değildir."
Sayfa 106
272 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Cenovalı Cristoforo Colombo gençliğinden itibaren denizcilikle uğraşmış, korsanlık, ticaret gibi aktivilerle Gine’ye, İzlanda’ya uzanan yolculuklar yapmış. O’na göre batı yolu, doğu yoluna göre daha kısaydı. Türklerin ve Müslümanların kontrolündeki bölgelerden geçmeden Doğu’ya ulaşılabilirdi. İlk Çağ’ın, Orta Çağ’ın belli başlı gezginlerinin,
Seyir Defterleri
Seyir DefterleriKristof Kolomb · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015347 okunma
Öyle çok kuş, bizimkilerden ayrı, irili ufaklı öyle çok kuş var ki inanılır şey değil. Binbir türlü ağaç gördüm, her birinin kendine göre bir meyvesi var, öyle hoş kokuyorlar ki budur bence zevk dediğin işte. Ama ben dünyanın en çok üzüleceği kimseyim, çünkü bunların hiçbirini tanımıyorum; inanıyorum ki paha biçilmez şeyler...
Sayfa 38
Birinci Yolculuk (1492-1493)
In Nomine Domini Nostri Jhesu Christi.
Sayfa 3 - Tanrımız Hazreti İsa'nın adıyla
Reklam
Korkma sakın, güvenini yitirme! Bütün üzüntülerin mermere oyulmuşlardır, nedensiz de değillerdir.
Sayfa 231Kitabı okudu
...altın tutkusu öyle önlenmez bir halde ki, düşündüğü oranda elde edemeyince, "Bu halklardan çok iyi hizmet adamı olur" diye, sömürgeciliğin ilk işaretini vermekten ve köle ticaretini başlatmaktan da kendini alamıyor.
Gerçek şu ki değiş tokuş amacıyla vereceğiniz en önemsiz şeyi bile alıyorlar. Bizim gelişimizle büyük bir şaşkınlığa düşmüşlerdi, gökten geldiğimizi sanıyorlardı.
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
1492-1493 İlk Yolculuk
Dostluklarını kazanmaya çalıştım, anladim ki bu adamlar zorla değil sevgiyle kendi inanışlarını bırakıp kutsal dinimize katılacaklardı.Bunun üzerine aralarından birkaçına renkli külahlar, üç beş tane de sırça gerdanlık verdim, hemen boyunlarına taktılar; değersiz, ufak tefek imi şey daha vardı, öyle sevindiler, bize öyle bağlandılar ki o kadar olur. Bir sözcükle kendilerine sunulan her şeyi alıyor, karşılığında da en küçuk bir duraksama göstermeden ellerinde ne varsa veriyorlardı. Ama öyle sanıyorum ki bunlar çok yoksul insanlardı, hiçbir şeyleri yoktu.Çırilçıplaktılar, anaları dünyaya nasıl getirdiyse öyleydiler, kadını da erkeği de.Görebildiğim herkes gençti.Hiçbiri otuzunu aşmış görünmüyordu.Yapılı, düzgün insanlardı, görünüşleri güzeldi.Saçları bir at kuyruğunun kılları kadar kabarıktı. Silahları yok, ne olduğunu da bilmiyorlar; kılıçlar gösterdim, öylesine bilgisizlerdi ki keskin tarafından tutuyor, parmaklarını kesiyorlardı.Demirden yapilma hiçbir şeyleri yok.Hepsi iri yapılı, güzel yüzlü, huyları çok iyi. Bunlara en ağır işler gördürülebilir; uyanık adamlar, bakıyorum, dediklerimi hemen yineliyorlar.Kendilerine özgü bir inanışları olmadığına göre onları dinimize döndürmek kolay olacak sanırım.
"Önsözden" Sait Maden
"Yeni Dünya" nın bulunuşunun 1992'ye rastlayan 500.yılı batı ülkelerinde şenliklerle kutlandı.Beş yüz yıldan beri oranın "ilkel" yerlilerine uygarlık götürmek, o tanrıtanımaz, yabanıl yığınlara yüce Hristiyanlık gerçeğini aşılamak ve zavallıların " ahretlerini kurtarmak" gibi kutsal bir görev üstlenmiş olan Avrupa( İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere, Hollanda) bu gorevi beş yüz yıldan beri canla başla yerine getirdiği için kutlamakta uerden göğe kadar haklıydı.Amerika'nın bir avuç yerli halkının temsilcileriyse tepkiyle karşıladı Batı'nın bu tutumunu.Tarihteki en büyük soykırımın beş yüzüncü yıldönümünü kutlamak " batı uygarlığı" nın yeni bir barbarlık gösterisiydi açıkça.Yoğun tepkiler üzerine daha yumuşak bir tanımlama getirildi olaya, " iki uygarlığın buluşması" denildi.Hangi iki uygarlık? Öteki nerede? Kurbanla celladın birlikte mutluluk fotoğrafı çektirmesi hiç görülmüş şey miydi?
Sayfa 9 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu
351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.