Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lawrence Durrell

Lawrence DurrellJustine yazarı
Yazar
7.6/10
229 Kişi
1.633
Okunma
118
Beğeni
12,6bin
Görüntülenme

Lawrence Durrell Yorumları ve İncelemeleri

Lawrence Durrell yorumları ve incelemelerini, Lawrence Durrell kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Lawrence Durrell puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Edebiyatın gücü adına..
"İnsan yüreğini kim icat etti,merak ediyorum.Şunun adını söyle bana,sonra da asıldığı yeri göster” Trajedi doğmadan önce doğmuş bir şehir var bu kitapta.Tarihin hasisliğine kayıtsızmış gibi güneşlenen,yüzü kavruk,elleri nasırlı,ayakları devasa bir şehir.Ve o ayakların altında kımıldanan Justine’ler,Melissa’lar,birileri.Birileri,kendi
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022550 okunma
347 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Öyle sanıyorum ki hepsi geçecek. Her şey geçer. En sonunda geçer.” Justin’in anlatıcısı adadan ayrılıp İskenderiye’ye, bir zamanlar müthiş dostluklar kurduğu, aşık olduğu, yenildiği şehre dönüyor. Ne İskenderiye şehri ne de dostlar bıraktığı gibi. Zaman efendi, İskenderiye şehrinden başrolü çalmış bu kitapta. Anlatıcımızın kendini tanıdık bir kayalığa atılmış bir kaza kurbanı gibi hissetmesinin nedeni, sadece geçmişin kapalı duran sayfaları değil gerçi. Zaman, arsız bir sevgili takmış koluna, savaş. Şehrin üstünde ‘kocaman, renkli bir ölüm şemsiyesi açılmış.” Sanki kimsenin görmediği ama herkesin varlığını bildiği mezarlar var sokaklarda ve mezarların başında bekleyen kederli insan yüzleri.. Nasıl da dayatmış katı gerçeklik kendini, yarı doğrularla, kenarı kişiye özel katlanmış gerçeklerle yaşamayı nasıl da rafa kaldırmış.. Ah bir de dönüp de bulamamak’lar var, çarpıntısı durmuş kalpler, kırılmış kollar; buy-u erguvandan güzel kadınların çalı gibi, yumuşak dost ellerin diken gibi gelmesi..Şey işte, “yok olmuş şeylerin otopsisi.” bu. Tanıdığımız kim varsa bir masanın üstünde, delik deşik. Bunlar yetmemiş gibi Durrell’in hüznü çırpıp köpürten, insanı sarhoş eden; İskenderiye gibi gösterişli, gürültülü, zalim; İskenderiye gibi sessiz, narin, latif kelimeleri.. Hasılı, işte, yolun sonu. Okudum bitti, sarhoşluğu kaldı yadigar. Canım İskenderiye Dörtlüsü, o eski şarkıdaki gibi, ey mest-i nazım.
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022230 okunma
Reklam
350 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
İnsan âşıksa, aşkın ne kadar utanmaz bir dilenci olduğunu bilir..
Yazarın tüm dörtlüyü bir arada tutan çivi dediği bu kitabın baş kişisi İngiliz diplomat David Mountolive. Seriye bir aşk hikayesiyle dahil oluyor, ruhundaki dalgaları, zihnindeki dolambaçları okuyoruz uzunca. Sonrasında elçi olarak atandığı İskenderiye’yi onunla adımlayıp karmaşık politik ilişkilerin içine dalıyoruz. Mısır ölçeğinde Ortadoğu’nun büyük yarılmalarından önceki görece küçük çatırdamalara, güç ilişkilerine, siyasi ve dini komplolara dair söylediklerini dinliyoruz. Bu, ilk ikisine göre daha az sevdiğim bir kitap oldu. İnsanın ruhunu daha az didiklediği, şehir tasvirlerine daha az yer verdiği ve elbette politikanın kitabın odağına oturan mesele olmasından ötürü. Ama benim bunca huysuzluğuma rağmen kendini okutmanın yolunu da buldu mu buldu. Bir arkadaşım bu seri için kaleydoskopa benziyor demişti. Duyduğum en güzel benzetme olabilir. İlk kitapta Justine’e söylettiği şu sözler de bunun tamamlayıcısı: “Yazar olsaydım kişilerimde çok boyutlu amaçlardım, prizmasal denebilecek bir görünümü. Neden sanki bir insan aynı anda birden çok resim veremesin?” Sürekli başka bir yerden baktırıyor bize, hem insanların, hem olayların başka renklerine, başka biçimlerine bakarken buluyoruz kendimizi. Sadece bunun ne kadar müthiş bir iş olduğunu fark etmek için bile okunur bu seri.
Mountolive
MountoliveLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022244 okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabın bu düşük puanını kınıyorum skshshs
Durrell’in kurgusal gerçekliği değiştirmesini bekliyordum da bu kadar çabuk beklemiyordum. Kurmaca içinde kurmaca İskenderiye Dörtlüsü’nde de vardı ancak Avignon Beşlisi’nin ilk kitabında başat ögelerden. Sürpriz bozan olmamak için daha fazla detay veremiyorum. İskenderiye Dörtlüsü’nün ilk kitabı Justine’de şiirsel, duygulu, yoğun bir anlatım
Monsieur ya da Karanlıklar Prensi
Monsieur ya da Karanlıklar PrensiLawrence Durrell · Can Yayınları · 202360 okunma
347 syf.
8/10 puan verdi
TÜM İSKENDERİYE DÖRTLÜSÜ İNCELEME
Son okuma ile tüm dörtlünün toptan bir, hem okuma deneyimi hem de genel izlenimlerimi paylaşacağım ve bunu sizi sıkmadan yapmaya gayret edeceğim.
Justine
Justine
Serinin en anlaşılmaz, en ısınma turu olmasına rağmen zorlayıcı öte yandan beni en çok etkileyen ve en çok vurulduğum kitabı. Öykünün zamansızlığına giriş yapıyorsunuz ki bu biraz zor oluyor
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022230 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ola ki sevmek sersemlemektir..
“Bu roman Justine'in bir devamı değil ana baba bir kardeşidir.” demiş Durrell kitabın hemen başında. Meğerse devam kitabı sadece sonuncusuymuş. İlk defa bir seri kitapta buna benzer bir şey görüyorum. Üst üste binmiş, iç içe geçmiş üç kitap, -üç kardeş- sırayla çıkıp konuşuyor da sanki, en büyükleri, kendi zamanını bekliyor, her şeye son şeklini vermek için. Belirsiz anlatıcı İskenderiye’den uzakta, bir adada. Belleğinin karışıklıkları İskenderiye’yle dolu hala. Düşlerini, kabuslarını hala İskenderiye’den getirtiyor. Geçen zamanın çoktan çiğneyip tükürdüğü kabuslar, yüzü kırışıklıklarla dolu düşler bekliyoruz. Ama hayır, turfanda gelenlerin hepsi. Justine’i okurken olup bitenleri okuyoruz yine yeniden, ama sanki tüm o olup bitenleri anlatıcının yanında dikilip izleyen biz değilmişiz gibi. Balthazar’ın gözlerinden önümüze açılan pencereden bakarken, gerçeklerimiz eğilip bükülüveriyor. Doğru bildiklerimiz kılık değiştirip kahkahalar eşliğinde dans ediyor. Kendi seçtiğimiz yalanlar üzerine kurulu hayatlar yaşadığımızı söylemeye varmıyor dilimiz. Onun yerine, nasıl da sersemlemişiz, kandırılmışız diye fısıldıyoruz anlatıcıyla birlikte. “Ola ki sevmek sersemlemektir..” İlk kitaptaki toz kokusu o kadar keskin gelmiyor artık bu kitapta, renklerin cümbüşü biraz da olsa körelmiş, şarkılar daha sessiz. Ama yine de, okuduğum sayfa bitiyor diye telaşlanarak bir günde yiyip bitirdim ben bu kitabı. Uzun zamandır bu kadar içine düştüğüm bir kuyu olmamıştı, ne güzel çekti beni içine İskenderiye.
Balthazar
BalthazarLawrence Durrell · Can Yayınları (Modern) · 2022300 okunma
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İskenderiye ve karakterler için ilk durak: Justine. İnanılmaz bir tasvir gücü var Durrell’in. Sıradan bir deniz düşünü bile, zamana bağlayabilen bir yazar. Bağdaştırmalar kendine özgü, felsefik alt metni harika. Serinin üçüncü kitabını okurken Justine’e geri döndüm. Şu ana kadar okuduklarımdan beni en çok etkileyen ve dönüp dolaşıp altını
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022550 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba Clea yı da okuyup serinin son kitabını da bitirmiş bulunmaktayım . Serinin son kitabın ilk üç kitapta anlatılanlar olaylar ve yaratılan Kişiler bu kitapta daha bir bütünlük kazanıyor . Okumak isteyenlere tavsiye ederim. Ama bol sabır dilerim Bu kısa incelemeyi. Kitaptan bir sözle bitirmek istiyorum. Tarih her şeyi onaylıyor, her şeyi bağışlıyor, bizim kendimizin bağışlamadığı şeyleri bile. Keyifli okumalar. 
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2016230 okunma
350 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Dörtlünün En Önemli Durağı
Justine
Justine
Balthazar
Balthazar
adını sonradan öğrendiğimiz Darley bakış açısı ve ağzı ile yazılmışken; Mountolive kitabın ismi ile aynı ismi taşıyan büyükelçi ağzından yazılmış. Olaylara farklı bir kişiden ve objektif bakmak için çok önemli bir eşik. Yazarın da dediğine benzer şekilde serinin üçüncü kitabı, seriyi bir arada tutan en önemli kolon. Seriye
Mountolive
MountoliveLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022244 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Avignon Beşlisi
Avignon Beşlisi bitti. Seri ilerledikçe karakterler arasındaki ayrım kayboluyor, birbirlerinden parçalar taşıyan karakterler. Kurgu içinde kurgu, kurmaca ve uydurmaca karakterler iç içe geçiyor, tek bir benliğe doğru bir ilerleme. Daha önce karakterlerin birbirinin yansıması olduğu bir kitap okumamıştım. İlginç bir deneyim. Beşli’nin önsözünde
Quinx ya da Kusursuz Adamın Öyküsü
Quinx ya da Kusursuz Adamın ÖyküsüLawrence Durrell · Can Yayınları · 202322 okunma
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitap İskenderiye dörtlüsünün ikincisi olup Balthazar'ın el yazmalarından oluşuyor... Kitapta öyle güzel tasvirler var ki sizi bambaşka alemlere götürüyor. Bana göre ilk kitap olan Justine den daha iddialı... Hem daha derin, daha hüzünlü bir anlatım olmuş gibi Dar çevre etiklerinde yaşayan insanların hayatlarına dair ayrıntılar ancak bu kadar güzel anlatılabilir diye düşündüm birçok yerde... Düşünsenize milyonlarca anlam yüklediğiniz, uğruna bile bile hatalar yaptığınız kişilerin, olayların aslında büyük bir aldanış olduğunu.. Sizin sarsılmaz bir inançla taktığınız gerçeklik gözlüğünüzün artık gerçeği göstermediğini... Henüz serinin ikinci kitabı olmasına rağmen Balthazar'ın el yazmaları ve açığa çıkardığı duygular, düşünceler, olaylar bana Şükrü Erbaş'ın bir şiirinde yazdığı anlamlı bir cümleyi hatırlattı; "Kim kimin derinliğini görebilir ? Hem hangi gözle..."
Balthazar
BalthazarLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017300 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Seri Balthazar'ın tutmuş olduğu notlarla devam ediyor. Karakterleri daha net gözlemleme şansına erişirken öyle yoğun öylesine duru tasvirler ile süslenmiş ki adeta onlarla birlikte sohbetlerine konuk olup yazıları tıpkı okur buluyormuş gibi hissettiriyor. Tesadüfler, yanlış anlamalar, gizlenen bir takım sırlar ve karakterlerin içindeki asıl saklı duygular bu kitapta anlatılanlardır. İlk kitapta anlatıcımızın Justine'e olan tutkusu ön plandayken ikinci kitapta duyguları (öfke, aşk, acıma, kıskançlık, cinsellik, tutku ve ihanet) daha derin görürüz. Yazarın farklı bir yazım tekniği var; o anı anlatırken başka bir anı araya koyarak başladığı zamana ustaca geçebiliyor. Karmaşık mı? Okuduğunuz zaman değil, şayet siz kitabı uzun aralıklarla okursanız evet zamanı kavramak kafa karışıklığına neden olabilir. Pek çok açıdan karakterlerlerin birbiri hakkında görüş açılarını ve olayların başka persfektiflerden anlatımlarını anlatabilmek büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Belki de hiç gitmediğiniz bir yeri size öyle güzel aksediyor ki oranın taşını toprağını öğrenirken aynı zamanda kahramanlarımızın tutumlarından kültürlerine kadar her noksanını tanımanıza neden oluyor. Kesinlikle serinin devam kitabını merakla okuyacağım. Size bu seri ile ilgili tek tavsiyem fazla ara vermeden art arda okumanızdır. #balthazar #lawrencedurrell #canyayınları
Balthazar
BalthazarLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017300 okunma
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Son günlerde okuduğum en etkileyici kitaptı. Öyle ki sayfalarca yazabilirim hakkında... Acele etmeden, sindire sindire okumalısınız. Konu biraz dağınık ve akıştan kopmadan içindeki felsefeyi anlamak yer yer yorucu olabilir. Son olarak etkilenmemek mümkün değil! Kesinlikle tavsiye ederim. Hep bir arayış aslında hayatımız. Daha iyiyi, daha güzeli, belki daha gerçeği... Justine neyi kaybetmişti de hayatın ona sunduğu hiçbir şeyde bulamadı onu! Yazarın onun için yazdığı (sayfa 65) "Yaşamaya değer bir hayat,hep bunu arıyorum." "Ben de kalpsiz gibi görünen yaratığı tanımlamak için birleşik bir sözcük bulmak istiyorlarsa, benim yüreğimde eksik olanı ruhumla tamamladığımı kabul etmek zorunda kalacaklar." ve Ah Melisa! senin için öyle cümleler kurmuş ki yazar diğerlerinden daha çok gördüm seni... ve o ne sessiz bir sondu, hep hüzünlü, hep narin... Hiç düşündünüz mü? Acaba insanlar gibi cansız varlıkların da mı yazgısı var? Kim bilir... Dilerim güzel olur hayatımız,umduğumuzdan hayal ettiğimizden bile güzel...
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017550 okunma
252 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Justine
Gerçekten zor bir yolculuk kitabın sayfaları arasında gitmek. Çok iyi konsantre olmalı, acele etmeden sindire sindire okumalı. Ancak böyle bağlantıları kurabilirsin lakin bu da yetmez içindeki felsefeyi anlamak için bazı şeyler de bilmek gerekir. Mesela Freud'un aşkın psikolojisiyle ilgili kuramını... Öyle güçlü paragraflar var ki metinlerin içine işlenmiş o ruhu yakalayınca etkilenmemek mümkün değil... Bir de İskenderiye var elbette: "... bizi kendine bitki örtüsü yapmış, ruhumuza, kendimizin sandığımız çatışmalarını ekmiş olan kente." (21) Yaşanan aşklar varsa bu İskenderiye'de olabilir, başka türlüsü düşünülemez. Justine için söyleyecek sözüm yok, "Ona nemfoman demek ya da onu Freud'la açıklamaya kalkmak, sevgili dostum, onun bütün efsanesel özünü, onu o yapan şeyi yok etmek olur. O bütün töredışı insanlar gibi, tanrıçalık sınırında dolaşan birisi. Bizim dünyamız dünya olsaydı, onu barındıracak tapınakları olurdu..." diyor yazarımız...
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017550 okunma
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.