Lawrence Durrell

Lawrence DurrellJustine author
Author
7.6/10
229 People
1,662
Reads
118
Likes
12.9k
Views

About

Lawrence George Durrell (d. 27 Şubat 1912 - ö. 7 Kasım 1990) Britanyalı romancı, şair, oyun yazarıdır. Kendisini Britanyalı olarak görmemiştir. Ölümünden sonra Britanya vatandaşı olmadığı ortaya çıkmıştır. En bilinen çalışması İskenderiye Dörtlüsü'dür. 27 Şubat 1912 tarihinde Hindistan'da doğdu. Öğrenimi için on iki yaşında İngiltere'ye gitti. Londra'da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra, Yunanistan'da Korfu adasına yerleşti. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve savaştan sonraki yıllarda Rodos, İskenderiye, Kıbrıs gibi Akdeniz ülkelerinde yaşadı. Şiirleri, romanları bu yerlerin yankıları ile doludur. "Justine" adlı romanının yayınlandığı 1957 yılına değin az tanınan bir ozan iken "Justine", "Balthazar", "Mauntoliv", "Clea" adlı roman dizisinden sonra günümüzün en çok okunan ve sözü edilen yazarlarından biri oldu.
Title:
Yazar Şair
Birth:
Jalander, Hindistan, 27 February 1912
Death:
Fransa, 7 November 1990

Readers

118 readers liked.
1,662 readers read.
61 readers are reading.
1,511 readers will read.
43 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
bedeli ağır olur, ödeyemezsin…
Aşırılığa kaçmanın her türlüsü günahtır.
Sayfa 52 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bir kentte sevdiğiniz biri yaşadığı zaman orası dünya olur.
Reklam
“Bir kentte sevdiğiniz biri yaşıyorsa orası sizin için dünya olur.” .
Sayfa 78 - Can Yayınları
"Aşk, her biri kendi başına büyümeye çabalayan iki ruhun aynı anda ateşlenmesidir."
Sayfa 63 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aşktan kafam da yüreğim de yoruldu
Sayfa 31 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu

Updates

See All
Şubat#2019
Liste. ....
Ham Toprak
Ham Toprak
Turgenyev/336
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın
Dumas /257
Kodin
Kodin
Panait istrati/149
Minka Abla
Minka Abla
Panait istrati /125
O Günler
O Günler
Pasternak
Bir yazarı özledim bugün. Edebiyatı bambaşka bir noktaya taşıyan bu yazar paylaşım, cinsel özgürlük ve mülksüzlük kavramlarını öyle güzel savunuyor ki! Bakış açısının kişiden kişiye göre ne denli değişken olduğunu bu kadar güzel aktarabilmesi de cabası... Satırların arasında dolaşırken ıssız bir sahilde güneşleniyormuş gibi hissediyorsunuz. Kısacası özlediğim şey İskenderiye Dörtlüsüdür..
Lawrence Durrell
Lawrence Durrell
Reklam
"Hepimiz deli olarak doğarız. Sonra ahlak ediniriz; durgunlaşıp aptallaşır ve mutsuz oluruz. Sonra da ölürüz."
Lawrence Durrell
Lawrence Durrell

Comments and Reviews

See All
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Edebiyatın gücü adına..
"İnsan yüreğini kim icat etti,merak ediyorum.Şunun adını söyle bana,sonra da asıldığı yeri göster” Trajedi doğmadan önce doğmuş bir şehir var bu kitapta.Tarihin hasisliğine kayıtsızmış gibi güneşlenen,yüzü kavruk,elleri nasırlı,ayakları devasa bir şehir.Ve o ayakların altında kımıldanan Justine’ler,Melissa’lar,birileri.Birileri,kendi
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022557 okunma
350 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 19 hours
İnsan âşıksa, aşkın ne kadar utanmaz bir dilenci olduğunu bilir..
Yazarın tüm dörtlüyü bir arada tutan çivi dediği bu kitabın baş kişisi İngiliz diplomat David Mountolive. Seriye bir aşk hikayesiyle dahil oluyor, ruhundaki dalgaları, zihnindeki dolambaçları okuyoruz uzunca. Sonrasında elçi olarak atandığı İskenderiye’yi onunla adımlayıp karmaşık politik ilişkilerin içine dalıyoruz. Mısır ölçeğinde Ortadoğu’nun büyük yarılmalarından önceki görece küçük çatırdamalara, güç ilişkilerine, siyasi ve dini komplolara dair söylediklerini dinliyoruz. Bu, ilk ikisine göre daha az sevdiğim bir kitap oldu. İnsanın ruhunu daha az didiklediği, şehir tasvirlerine daha az yer verdiği ve elbette politikanın kitabın odağına oturan mesele olmasından ötürü. Ama benim bunca huysuzluğuma rağmen kendini okutmanın yolunu da buldu mu buldu. Bir arkadaşım bu seri için kaleydoskopa benziyor demişti. Duyduğum en güzel benzetme olabilir. İlk kitapta Justine’e söylettiği şu sözler de bunun tamamlayıcısı: “Yazar olsaydım kişilerimde çok boyutlu amaçlardım, prizmasal denebilecek bir görünümü. Neden sanki bir insan aynı anda birden çok resim veremesin?” Sürekli başka bir yerden baktırıyor bize, hem insanların, hem olayların başka renklerine, başka biçimlerine bakarken buluyoruz kendimizi. Sadece bunun ne kadar müthiş bir iş olduğunu fark etmek için bile okunur bu seri.
Mountolive
MountoliveLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022251 okunma
347 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
“Öyle sanıyorum ki hepsi geçecek. Her şey geçer. En sonunda geçer.” Justin’in anlatıcısı adadan ayrılıp İskenderiye’ye, bir zamanlar müthiş dostluklar kurduğu, aşık olduğu, yenildiği şehre dönüyor. Ne İskenderiye şehri ne de dostlar bıraktığı gibi. Zaman efendi, İskenderiye şehrinden başrolü çalmış bu kitapta. Anlatıcımızın kendini tanıdık bir kayalığa atılmış bir kaza kurbanı gibi hissetmesinin nedeni, sadece geçmişin kapalı duran sayfaları değil gerçi. Zaman, arsız bir sevgili takmış koluna, savaş. Şehrin üstünde ‘kocaman, renkli bir ölüm şemsiyesi açılmış.” Sanki kimsenin görmediği ama herkesin varlığını bildiği mezarlar var sokaklarda ve mezarların başında bekleyen kederli insan yüzleri.. Nasıl da dayatmış katı gerçeklik kendini, yarı doğrularla, kenarı kişiye özel katlanmış gerçeklerle yaşamayı nasıl da rafa kaldırmış.. Ah bir de dönüp de bulamamak’lar var, çarpıntısı durmuş kalpler, kırılmış kollar; buy-u erguvandan güzel kadınların çalı gibi, yumuşak dost ellerin diken gibi gelmesi..Şey işte, “yok olmuş şeylerin otopsisi.” bu. Tanıdığımız kim varsa bir masanın üstünde, delik deşik. Bunlar yetmemiş gibi Durrell’in hüznü çırpıp köpürten, insanı sarhoş eden; İskenderiye gibi gösterişli, gürültülü, zalim; İskenderiye gibi sessiz, narin, latif kelimeleri.. Hasılı, işte, yolun sonu. Okudum bitti, sarhoşluğu kaldı yadigar. Canım İskenderiye Dörtlüsü, o eski şarkıdaki gibi, ey mest-i nazım.
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022233 okunma