Turuncu, küçük ve tek parçadan oluşan Pezzettino kendini tanımak istiyordu.
Çevresindekiler rengarek ve oldukça büyüktüler.
Kendini arama yolculuğunda koşana, yüzene, dağdakine ve uçana sordu: "Acaba ben sizin parçanız mıyım?" Aldığı cevap hep olumsuzdu.
Pezzettino peki kimin parçasıydı? Nihayet Pezzettino bilgeye danışmaya karar verdi.
Bilge Pezzettino'yu Pat Adasına gönderdi. Uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkan Pezzettino, yolculuğun sonunda aradığı cevabı bulacaktı.
Pezzettino kendiydi, kimsenin bir parçası değildi.
Küçük, turuncu bir karenin kendini arama yolculuğunu okuduğumuz Pezzetino kitabında, bağ kurma ile bağımlılık ikilemi arasındaki ince çizgiyi görüyoruz. Başkalarına ait olmayıp her birimiz "Biricik" 'iz. Her bir çocuk biricik ve özel.
Bazen çevremizdekilerin sadece tek bir yönünü görerek hayran kalıp kendimizi eksik, yetersiz hissedebiliyoruz.
Pezzettino, kendinden büyükleri görüp önce eksik hissetti ancak girdiği zorlu yolculuk onun gerçekleri görmesini sağladı. Bu yolculuk dışsal olduğu kadar da içsel bir yolculuktu.
Pezzettino birçok çıkarımların yapılabileceği, felsefik yönü olan çok değerli bir eser.