Ancak ,bir şeyin kaderi ne zaman amacına ulaşır ?Bitki çiçek açtığında mı tamamlanır? Tohumlandığı zaman mı? Tohumlar filizlendiğinde her şey çürüyüp gübre olduğunuda mı?
Etrafta ne açan bir çiçek,
Ne de ışıldayan akağaç yaprağı
Alacakaranlığın kıyısında
Yalnız bir balıkçının kulübesi
Bu sonbaharda
Bir başına.
Fujiwera no Teika
İşte yine kafamdaki bazı sorulara cevap veren bir kitap daha buldum.
Bazen çok eskimesine rağmen bir kazağımı severek giyemeye devam ederim.
Çocukluğumdan kalan aşınmış bir bardaktan su içmek, yeni alınmış kristal bir bardaktan içtiğim sudan daha güzel gelir.
Kitabı okumadan sayfaları karıştırırken gördüğüm ahşap eski bir sandalyenin fotoğrafı çok hoşuma gitti.
Ve kitabı okuduğunuz zaman bu soruların cevabını alıyorsunuz.
Tabii o kadarla da kalmıyor..
Şu paragrafı okuduğunuz takdirde kitabın içeriği ile ilgili bir fikir sahibi olacaksınız ;
Japonlar ,teknolojini sınırları içinde ,ellerinden geldiğince doğayı kontrol etmeye çalıştılar ancak hava konusunda yapabilecekleri çok azdı-sıcak ve nemli yazlar ,soğuk ve kurak kışlar ve yazın başında her şeyin haftalarca sisin altında kaldığı yağmur mevsimi dışında yıl boyunca üç günde bir yağan yağmurlar .
Ve depremler ,volkanik patlamalar ,tayfun sel ,yangın ve tsunami karşısında da çaresizdiler .Japonlar doğaya güvenmediler ama ondan çok şey öğrendiler . Doğa ile girdikleri bin yıllık ilişkiden öğrendikleri en açık üç dersten biri ,wabi-sabi bilgesine dahil ediyordu.
Her şey geçicidir.
Wabi - SabiLeonard Koren · Sub Basın Yayımcılık · 20207 okunma