Leyla Saz

Leyla SazHaremde Yaşam yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
18
Okunma
4
Beğeni
1.515
Görüntülenme

Hakkında

1850 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Annesi Nefise Hanım[1]; babası, Osmanlı saray hekimlerinden Hekim İsmail Paşa'dır. Babasının sarayın harem bölümünün özel doktoru olarak görev yapması sonucu Leyla Hanım, ablası ile birlikte sarayda yaşadı; çocukluğunda yedi yılı sarayda geçti. Bu sırada sultan hanımların nedimeliğini yaptı; harem hayatını yakından tanıdı ve iyi bir eğitim gördü. Sarayda kaldığı dönemde Nikoğos Ağa ve Medeni Aziz Efendi'den aldığı dersler ile Klasik Türk müziği alanında kendini geliştirdi, bestekârlık yeteneğini ilerletti; piyano dersi aldı. Sultan Abdülmecit’in ölümü üzerine 11 yaşında eve döndü[2]. Sultan Abdülmecit’in öldüğü yıl babası Girit’e vali olarak atanmıştı; onunla birlikte Girit’e gitti. Hanya’da geçen ilk gençliği sırasında Fransızca ve Rumca öğrendi; batı kültürünü yakından tanıdı; sarayda başladığı piyano eğitimini geliştirdi[2]. Bir yandan da Giritli Kutbi Efendi’den Osmanlı şiirini öğrendi; ilk şiirini 14 yaşında yazdı[2]. Aydın’a vali olarak atanan babası ile bu kente giden Leyla Hanım; 19 yaşında iken Sırrı Efendi adlı gençle evlendi. Eşi, daha sonra “Giritli Sırrı Paşa” olarak anılacak bir devlet adamı, şair ve hattattır[2]. 26 yıl süren evliliklerinden Yusuf Razi, Vedat (1873), Nezihe, Ferihe isimli çocukları dünyaya geldi. Eşinin görevleri nedeniyle Anadolu ve Balkanlar’da seyahat etti. Eşinin Bağdat valisi olduğu dönemde bir cariye ile ilişkisi olduğunu öğrenince o devirde bir kadın için boşanma çok zor olsa da padişahın izni ile eşinin yanına gitmedi ve böylece evliliğini bitirdi[1] 1895’te İstanbul'a yerleşti; kendisini müziğe ve şiire adadı. Osmanlı’daki kadın hareketi içinde yer aldı. “Hanımlara Mahsus Gazete”’de yazılar yayımladı. Anılarını kaleme aldı. 70’li yaşlarında iken Bostancı semtinde bulunan köşkünün yanması ile notaları, şiirleri ve hatıra defterlerinin kül olunca eserlerini yeniden toparlama azmini gösterdi. Şiirlerini daha sonra “Solmuş Çiçekler” adlı kitapta bir araya getirdi (1928); anılarını yeniden yazdı. 1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra “Saz” soyadını aldı. Leyla Saz Hanım 6 Aralık 1936'da, İstanbul'da vefat etti. Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.
Unvan:
Yazar, Besteci
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1850
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 6 Aralık 1936

Okurlar

4 okur beğendi.
18 okur okudu.
17 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
bir Arap cariye
Bana öyle geliyor ki, başımdaki altınlar bela, elbiseler de birer işkence torbası. Ben eski püskü elbiseler ile başımdaki testimle kum üzerinde yalınayak yürüyerek daha mutluyum.
Reklam
elle yemenin güzelliğini bilen bilir.
Yemek, tepsinin ortasındaki gümüş nihali üzerine konulan kapaklı gümüş veya Saksonya tabaklardan üç parmağın uçlarıyla alınıp yenilirdi. Yemek öyle dikkatli alınırdı ki, parmakların uçları pek az yağlanırdı.
Sayfa 108Kitabı okudu
İftara gelenlere 'diş kirası' adıyla ihsan verilmek eskiden adetmiş. Sonra ihtiyacı olanlara verilirdi. (Çok sevdiğim bir adettir. Bknz İskender Pala'nın Ah mine'l Aşk kitabında da şöyle geçer: Ramazanlarda diş kirası vermek eski zenginlerin fakir fukaraya incitmeden onlara bağışta bulunmalarına; dostlarına da cemileler yapmalarına fırsat verirmiş. Yüksek bir medeniyet nişanı olarak iftar sofralarından sonra dişleri incindi diye onlara kira bedeli vermenin zarafetine, artık rastlayabilen yok.)
Haremağaları
Afrika'nın içlerinden kaçırılmış ve sekizle on iki yaş arasında hadım edilip henüz doğru dürüst kendi dilini konuşmasını, yürümesini bilmeyen bir çağda az bir bedelle esircilere satılmış kimselerdir ki, elden ele geçtikçe fiyatları yükselerek nihayet İstanbul'a kadar ulaşmışlardır. Saraya girenler, eskilerin idareleri altında terbiye görürler. Ağa imamı onları okutur, ibadet öğretir, yazı ve hesap gösterir. Temizliğe ve ise de alıştırılır.
pür-âlâ
Pür-âteşim açtırma benim ağzımı zinhâr Zalim beni söyletme derûnumda neler var. ......................................' Leylâ Hanım (
Leyla Saz
Leyla Saz
) open.spotify.com/track/4Q620Hhyk...
Dünyada zengin olanları, rahat yaşayanları görüp de üzülme. O güzel elbiseleri kefen, o güzel içecekleri de zehirdir.
Leyla Saz
Leyla Saz
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
216 syf.
10/10 puan verdi
Harem kavramını daha iyi anlamak için ilk okunması gereken kitabın
Harem
Harem
olduğunu düşünüyorum. Leyla Saz’ın hatıraları bundan sonra okunmalı. Neden önemli bir isim? Çünkü kendisi Abdülmecid’in padişah olduğu dönemden Vahiddedin’in padişah olduğu döneme kadar yaşadı. Kendisi bu dönemi, saray çevresini, saray düğünlerini vs. hatıralarında aktardı. Önsözde şöyle deniliyor: “Harem ve haremde olup bitenler Osmanlı sosyal yaşamında bir yasak bölge olarak kaldı.” Harem yabancı yazarların hayallerinde fantastik bir dünya olarak biçimlendi. Yanlış veya eksik bilindi ve bilinmeye devam ediliyor. Kitap Leyla Saz’ın hayat hikayesi ile başlıyor. Birinci bölüm Çırağan sarayını çeşitli yönleriyle anlatıyor. İkinci bölümde Sarayda Müzik ve Dans konusunda bilgi sahibi oluyoruz. Üçüncü bölüm Cariyeler konusuna ayrılmış ve bu konu uzun işlenilmiş. Dördüncü bölümde kısa bir şekilde Sarayın Haremağalarından bahsedilmiş. Beşinci bölümde Sarayda yaşam uzun bir şekilde ele alınmış. Altıncı bölümde Saraylarda Ramazan ve Bayram konusu işlenmiş. Sekizinci bölümde bir hayli uzun bir şekilde Ünlü Sultan düğünlerinden bahsedilmiş. Kitap 9 bölümden oluşuyor. Dili günümüz Türkçesine göre sade. Konuyla ilgilenmeyenlere sıkıcı gelebilir. Leyla Saz canlı bir tanık olduğu için bu kitap bu alanı çalışanlar için oldukça önemli. Keyifli okumalar!
Haremde Yaşam
Haremde YaşamLeyla Saz · DBY Yayınları · 201010 okunma