Denizkızı başını kaldırınca kendisine gülümseyen genç bir adam gördü. Adam onu selamlayarak:
"Suya bir şey mi düşürdünüz?" diye sordu.
"Hayır, sudaki yansımalara bakıyorum," diye cevapladı denizkızı.
"Ne görüyorsunuz peki?" dedi adam ilgiyle.
"Yarı-kadın yarı-balık bir yaratık görüyorum. Şimdi deyanımda tam bir insan var."
"Tam bir insan mı?" diye tereddüt geçirdi muhatabı.
"Evet, tam bir insan olmaya çalışıyorum en azından!"
"Olmaya mı çalışıyorsunuz?" diye sordu denizkızı şaşkınlıkla. "Siz insan olarak doğmadınız mı?"
Adam ciddiyetini bozmadan güldü ve cevap verdi:
"Evet, insan olarak doğdum. Ama tam bir insan olarak doğmayız, sonradan öyle oluruz: Bunu seçmek gerekir!"
çocuk için alıp derinlere dalmak mı, onu da yaşadık
Kendi olmak, özgür seçimlerinin sorumluluğunu almak, zaman zaman konfor alanından çıkıp geniş bakmak gerektiğini anlatan bi hikaye. Dinlerden tanrılardan önce kendimize olan inancımızın sağlamlığını da bi küçük geçmiş satır arasında. Sürekli sorgulayan bi çocuğunuz varsa bu seri tam onluk.