Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lütfi Göker

6.0/10
1 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
629
Görüntülenme

Hakkında

1938 yılında Afyon'un Bolvadin ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bolvadin'de (1955), lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde (1962), akademik öğrenimini İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde tamamladı (1968). Daha sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakületesi Matematik Bölümü Tatbiki Matematik Kürsüsü'nde 2 yıl araştırman asistan olarak görev yaptı. Afyon Çay Lisesi'nde 2 yıl matematik öğretmeni bir süre müdür vekili olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açtığı sınavda başarı göstererek 2 yıl Vakit Hesaplama Uzmanı olarak çalıştı. Bu görevi sırasıneda da M.E.B.'nın açtığı sınav sonucu Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde matematik öğretmeni olarak göreve başladı (1972). Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi'nde okutman olarak görev yaptı. Türk Bilim Tarihi Kurumu, Türk Matematik Derneği, Türk Astronomi Derneği, Türk Fizik Derneği, Türk Kimya Derneği ve İLESAM üyesidir. 4 Mart 2000 tarihinde trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
Doğum:
Afyonkarahisar, Bolvadin, Türkiye, 1938
Ölüm:
4 Mart 2000

Okurlar

10 okur okudu.
8 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Fransız elçilerinden Orta Asya Tarih ve Coğrafya uzmanı F. Grenard Babür adlı eserinde Uluğ Beyden bahsederken: "Şiire düşkünlüğü pahasına insanlığın kötülüğünü unuttu." şeklinde belirterek usta bir şair olduğunu zikretmiştir.
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça büyük işler yapmak için, kendinde daha çok güç görecektir." Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
" Devlet yönetiminde ve sosyal hayatında ilmin hâkim olduğu bir ülkenin ferdi olmayı, hükümdarlığa tercih eden büyük Türk bilgini. "
Batının Doğu yazma eserleri ile ünlü kütüphanelerinde ciltler dolu eserlerimiz, artık kendimizden olan araştırmacıları gözleri yaşlı olarak beklemektedir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Türkçe saray dili, Farsça özenilen bir dildi. Arapçaya rağbet azdı. Sarayda divan katipleri iki türlüydü. Farsça yazanları denir münşî; Türkçe yazanlara da bahşî ya da bitikçi adı verilirdi ve Türkçe metinler uygur alfabesiyle yazılırdı.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok