"Bu kitap, ey Mesih, sana övgüler yağdırıyor,
herkes görsün diye öylece duruyor.
Hayırlı Benedikt, bozmak istemiyorsan sıhhatimi,
'koy o kitabı kendi rafına geri;'
Ödeyeceksin karşılığını yoksa
şayet onu layık buluyorsan aklına."
"Kim ki bu kitabı alıp götürürse, canı çıksın; ateşlerde yansın; hasta düşsün ve hummalara gark olsun; çarka gerilsin ve asılsın. Amin." (1)
(1) Bu, Aziz Meryem ve Arnsteinlı Nikolas Manastırı'nda kitapları raflarına geri koymaya tenezzül etmeyenleri tehdit etmenin bir yolu.
"Çirkin, adi kitaplardan oluşan dağınık bir koleksiyonun hiçbir cazibesi yoktur; hattâ tamamıyla zararlıdır çünkü yanlış bir tutuma sebebiyet verir. Kitapların sergilenişi her zaman mesajını iletmeli ve davetkâr olmalıdır."
Cicero için hakikat, aydınlanma ve ilerleme arayışı bir kitabın kapakları arasındaki - ya da hiç değilse parşömen tomarları içindeki - bilgide yatmaktaydı.
Dikkatle raflara yerleştirilen yarı saydam bir şelale gibi elyazmalarının önünden sarkan zincirler, kitapları, kendileri de kütüphane tarihinin somut yapıları olan kitaplıklara acımasızca bağlıyor.
...bir kişinin kitaplığı Jungvari bir kişilik testi veya Rorschach mürekkep testi gibidir. Kişinin raflarına dizdiği kitaplar ve kitap-olmayan-şeyler onun kişiliğinin bir ifadesine dönüşür.
... mesela bir arkadaşım sadece "zeki gösteren kitapları" salonunda sergilediğini, öteki kitapları ise misafirler yargılamasın diye gizlediğini itiraf etmişti.