M. Bilgin Saydam sözleri ve alıntılarını, M. Bilgin Saydam kitap alıntılarını, M. Bilgin Saydam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yücelerden yücesin,
Kimse bilmez nicesin?
Görklü Tanrı!
Nice bilmezler, seni gökte arar, yerde arar.
Sen ise inananların gönlündesin.
Dâyim duran, güçlü Tanrı!
Baki kalan, bağışlayıcı Tanrı!
Benim canımı alacak olursan sen al,
Azraili almağa bırakma!
‘Yeni’ye duyulan korkunun belirleyici olduğu ‘dondurucu’ kültürlerde her türlü yaratıcı sıçrama, dolayısıyla ayrışma, ‘doğrudan sapma/sapkınlık’ olarak nitelenecek; engelleme ve yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır.
Unutmamak gerekir ki, bir mit yaşayan bir nesnedir ve her bireyin içinde yer alır. Eğer onun, içinizde örülüp biçimlendiğini fark edebilirseniz, mitin kat- kısız ve gerçek özünü elde edebilirsiniz... herhangi bir mitten alabileceğiniz en değerli ürün, onun kendi psikolojik yapınız çerçevesinde ne denli canlı olduğu- nu görme olanağıdır (Johnson 1992).
Bireyleşememiş 'şey insan'ın, çalkantılı dönemlerde kimlik kargaşasından ya da kendisini tanımlamaya zorlayan dış baskılardan kurtulmak için sığınacağı örtü şekilciliktir. Şekilcilik, yani bazı ortak inanç ve ritüellerin özümsenmeden uygulanması, zayıf bireyselliği, güçlü ama katı ortak kalıplar altında sakladığı için tehlikelidir: 'Şey insan'ın kolaylıkla 'sürü insan' haline gelmesine ve bilinçdışının zayıf bilinci sürüklemesine zemin hazırlar.
Psikanalizin öncülerinden Karl Abraham ve Otto Rank, mitleri, 'halkların kitle rüyaları / fantezileri' olarak tanımlar. Joseph Campbell'e göre rüya kişiselleştirilmiş mittir; mit ise kişisellikten arındırılmış rüyadır.
Her şey başka türlü de yorumlanabilirdi. Karşıtların biraradalığı ve çokanlamlılık bilinçdışının temel özelliklerinden biridir. Aklın (bilincin) yolu bir olabilir; ancak gerçeğin (gerçekliğin) yolu çoktur: Bilinçdışının yansımaları çok zengin, zengin olduğu kadar da "çokanlamlı"dır. Bu nedenle yorumlanması (bilinç tarafından ele geçirilmesi) hiçbir zaman tam olmayacak, yalnızca bazı karanlık köşeleri aydınlatabilecektir.
Jung iç dünyanın, dış dünyada da var olan nesnelerin bilgisayar baskılarıyla şekillendiğini varsayar. Biyoloji ve psikolojinin ('madde' ile 'kurgu'nun) geçiştiği bir alana ait bu ilksel baskılara yani 'arketip'ler** ortak bilinç dışına ait bağımsız enerji kaynaklarıdır, kendi başlarına bilinemezler: Kişinin bilinçli deneyimi, arketipe özgü içeriğini verir.