Edebiyatın lokomotifi denilebilecek, *romanın romanı* tadında akademik bir eser. Tiyatroyla birlikte modern insanı ortaya çıkarmış bu tür, dönemine kadar zirvede olan şiir türünü de tahtından indirmiştir. Yazar, roman incelemesini bu türün topraklarımıza ilk gelişinden itibaren ele almış, 1950' lere kadarki serüvenini incelemiştir .Romanın özellikle, Doğu ve Batı düşüncesi/zihniyetini anlama ve karşılaştırma açısından turnusol görevi gördüğünü vurgulamıştır.
İnsanların günlük hayattaki alışkanlıklarını, yeme, içme, giyim, aşk algısı, aile ve toplumsal ilişkilerini hatta çocuklara verilen isimleri bile nasıl etkilediğini örneklerle anlatmış.
Roman, başta boş zaman geçirme aracı ve konusuyla aileyi bozma tehlikesi olarak algılandığından belli yaş grubu ve kadınlara okutulması sakıncalı tür olarak algılanmıştır. Zamanla bu algı kırılmış.
Kadınların en çok bu türü okuduğu ve kadının neredeyse bu türün olmazsa olmaz konusu olduğu belirtilmiş.
Roman kimi zaman kuşak çatışmalarının da aracı olmuştur. Kitap piyasasının en etkili ve en çok rağbet gören türüdür roman.
Konusuna göre aşk, polisiye, tarihi, bilimkurgu, biyografik gibi ayrılsa da her yaştan insanın zevkine göre okuyabileceği bir tür. Resimli roman, çizgi roman, foto_roman gibi tarzları da zamanında çok ilgi görmüş ve pembe dizilere zemin hazırlamıştır.
Kitap özellikle muhafazakar-milliyetçi kesimin bu türe karşı neden mesafeli ve soğuk durduğunu da irdeleyerek çok makul çözümler sunmuştur.
Roman okuyan herkesin zevkle okuyabileceği bir kitap. Kesinlikle öneririm.
