Yaşam yok edilebilir mi? Yok edilebilirse onun ötesinde ne vardır? Depresyon yaşamı yok etme çabasıdır. Bu çaba ile birlikte oluşan hüzün varoluşun özü hakkında bir ipucudur. Yaşamı bitişe yönlendirdiğimizde olan nedir? Karanlık bir çukur tüm evreni içine alır. Varoluşun geldiği yere dönüş. Yeni bir başlangıç. Her şeyin sıfırlanmasıyla özgürlük için yeni bir şans yakalıyoruz. Karanlık çukurdan aydınlığa doğru uzun ve çilekeş bir yolculuk.
Bir otomobil kazası, bir cinayet, bir ölüm, bir doğum, bir öpüşme geleceğin sürekliliğini keserek şimdinin geçmişe yönelmesine ve böylece olanın fizikötesi evreninin tedirgin edici suskunluğuna, kayıtsızlığına yol açmaktadır.
Her aşk şiddet yüklüdür. Şiddet kanal bulamadığı zaman aşka dönüşmekte ve depresif süreç başlamaktadır. Depresyo nun içindeki şiddet özneyi parçalayarak onu aşka bağımlı hale getirir. Aşk bir şiddet eylemi olarak depresyonun oluşumunu tamamlar. Depresyon veya umutsuzluk bu şekilde inanca gi den bir süreç haline dönüşür, inanç bir aşk eylemi olarak şid det yüklüdür. Aşktaki ve inançtaki esrime noktası şiddetin tepe noktasıdır. Bu şiddet ya esrime yoluyla öznenin kendisine yö nelecek, ya da diğerinin şiddetine dönüşerek bir aşk veya inanç eylemi biçimini alacaktır. Depresyon yansıtma (projeksiyon) eksikliğidir. Aşkın veya inancın yokluğunun bir sonucudur. Aşk veya inanç bir yansıtma olarak kişinin kendi şiddetini baş kasının şiddeti haline getirir. Seviyorum, o halde sevdiğim kişi bana şiddet gösterebilir; Tanrıya inanıyorum, o halde yazgımın bana uygun gördüğü şiddete boyun eğerim. Tanrıya inançtaki şiddetin en tepe noktası kurban etmedir. Kurban etmenin şiddeti esrime yoluyla inancı canlandırır.