M. Mukadder Yakupoğlu

M. Mukadder YakupoğluVaroluş, Ahlâk ve Ölüm yazarı
Yazar
Çevirmen
5.3/10
3 Kişi
10
Okunma
9
Beğeni
1.801
Görüntülenme
Ahlâk şiddete karşı durabilmek için şiddetin ortaya çıktığı alanları temelden yok etmek istemiştir. Savaşı ve cinselliği ya şamsal platformdan çıkarmaya çalışmış ama bunda başarısız olunca ahlâkın kendisi bir şiddet aygıtı haline gelmiştir.
Sayfa 74
Varoluşun yoklukla karşı karşıya geldiği noktada depresyon süreci başlar. İletişimin azalmasıyla birlikte düşünen varoluş dili dikey olarak kullanmaya başlar. (İletişimde düşünce yatay yayılmayla birlikte varoluşsal yoğunluğunu kaybeder.) Dil artik bir şeyi gösterme işlevinden kurtulmuştur. Düşünce artık nesneler arasında bağlantılar kurma yükünü taşımamaktadır. Düşünen varoluş dili tam bir saydamlıkla kullanma olanağına kavuşmuştur. Depresifin dili varoluşun derinliklerine dalmıştır.
Sayfa 27
Reklam
Organlarımızın aldıkları darbeleri veya maruz kaldıkları mikrobik saldırıları bildirme biçimi acıdır. Zevk ise organların önceden proglanmış bir amacı gerçekleştirmesinden doğar. Zevk her zaman aynı yollardan geçer. Zevk sonsuzca yinelenen aynı hareketlerden doğar. Acı her zaman bekleyenmeyendir. Zevk programlıyken, acı programsızdır.
Sayfa 17
bedenin kırılganlığı ile varoluşun gücü arasındaki uyumsuzluk korkunun kaynağıdır.
Düşünce varoluşun yoğunluğunun artışıdır. Varoluşun devinimi düşüncenin devinimine bağlıdır. O halde düşünce devinen bir varoluştur ve düşünen varoluş, varoluşun en üst durumudur.
Sayfa 24
Reklam
Tanrının varlığının kabul edilmesiyle birlikte varoluş sorunu çözülmüş gibi görünmektedir. Ama bu doğru değildir. Varoluş sorunu çözülmemiştir. Varoluş, ona aşkın bir töz tarafından verilen ve daha sonra geri alınan bir şey değildir. Varoluşun başı ve sonu yoktur. Varoluş, Tanrı fikriyle kesintiye uğratılmaktadır. Tanrıya inanışla birlikte varoluşa bir başlangıç atfedilmek tedir. Varoluşun sona erdirilmesi de aşkın bir iradeye bağlı kılınmaktadır. Böylece varoluşun kendi devinimi reddedilmektedir.
Sayfa 22
“İnsanlık tarihi eksik varoluşun ve bu nedenle yok oluşun
Sayfa 31
Demokrasi yoluyla bize dayatılan tutsaklığın , dinsel kökenli saplantıların bizi boğmasına izin vermemeliyiz.
Sayfa 39
Reklam
… düşüncenizin ilk aşamasını kavrayamamış kalabalıklara düşüncenizin ikinci aşamasını nasıl ileteceksiniz? Düşünceniz kalabalıklardan hep ileride olacak, düşünce ve demokratik ortam hiçbir zaman buluşamayacaktır. Düşüncenin dinamik yapısı ile kalabalıkların kalıpları çarpışacaktır. Demokrasi hep olguların gerisinde kalmış düşüncelerin çarpışma alanı olacaktır.
Sayfa 25 - Doğu Batı Yayınları (2.Baskı)Kitabı okudu
Kavranan değil hissedilen hiçlik intihara yol açar.
Sayfa 45
insanın bilinçsel düzenini aşan olayların hiçbir kurala bağlı olmadan komik, trajik bir şekilde oluşması, çılgınlığın akılcı öneriler karşısında üstünlüğünü pekiştirirken yepyeni sentezlere ulaşma zorunluluğu da beraberinde gelmektedir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Yaşam yok edilebilir mi? Yok edilebilirse onun ötesinde ne vardır? Depresyon yaşamı yok etme çabasıdır. Bu çaba ile birlikte oluşan hüzün varoluşun özü hakkında bir ipucudur. Yaşamı bitişe yönlendirdiğimizde olan nedir? Karanlık bir çukur tüm evreni içine alır. Varoluşun geldiği yere dönüş. Yeni bir başlangıç. Her şeyin sıfırlanmasıyla özgürlük için yeni bir şans yakalıyoruz. Karanlık çukurdan aydınlığa doğru uzun ve çilekeş bir yolculuk.
Sayfa 21 - DoğubatıKitabı okudu
İntihar yaşamı yadsıyan bir varoluş çığlığıyken, esrime arzuyu hiçliğin derinliklerinde gezdirirken yaşamı erteleyerek onu korur.
Sayfa 15 - DoğubatıKitabı okudu
61 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.