M. Şevki Yazman

Anadolunun İşgali yazarı
Yazar
Çevirmen
7.7/10
12 Kişi
55
Okunma
2
Beğeni
1.357
Görüntülenme

Hakkında

M. Şevki Yazman (1896-1974) Germili'de doğdu, ilkokulu Elazığ'da okudu. Erzincan Askeri Rüştiyesi'nden sonra İstanbul Askeri İdadisi'ni bitirdi. Harbiye'de son sınıftayken Çanakkale'de savaşın başlamasıyla erken mezun edilerek cepheye gönderildi. Hemen ardından da müttefik Alman ve Avusturya kuvvetleriyle beraber Ruslara karşı savaşmak üzere Galiçya'ya gönderilen birliklerde görevlendirildi. Galiçya dönüşünde Filistin'de çarpıştı, ardından Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Savaştan sonra askeri görevini yaparken İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde makine ve elektrik mühendisliği öğrenimi aldı. Aynı dönemde Galiçya anılarını yayımlayarak yazarlığa başladı, tayin edildiği Ankara'da Kadro dergisinde yazdı. 1946'da ordudaki görevinden ayrıldı, 1950 seçimlerinde Elazığ'dan DP milletvekili seçildi. TBMM Başkan yardımcılığı yaptı. 1958 seçimlerinde meclise giremeyince siyasetten çekildi, yazı hayatına geri döndü. Geride altı kitap, bir senaryo ile pek çok gazete, dergi yazısı ve tefrika bırakarak 1974'te İstanbul'da vefat etti.
Tam adı:
Mehmet Şevki Yazman
Ünvan:
Yazar
Doğum:
1896
Ölüm:
26 Kasım 1974

Okurlar

2 okur beğendi.
55 okur okudu.
2 okur okuyor.
26 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.

Okur demografisi

Kadın% 35.1
Erkek% 64.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ah Kader ah
En önde yürüyen mangada uzun boylu bir nefer uzandı, sararmaya başlayan kayısı ağacından beş on tane kopardı. Ben geriden bunu gördüm. Aslında pek büyük bir kabahat olmayan bu iş ses çıkarılmazsa bir kıtanın derhal intizamını bozmaya kafidir. Diğer neferler de aynı şeyi tekrara kalkarlarsa bir anda bölük dağılabilir. Derhal atımı mahmuzladım, kayısıları alan neferin yanına ulaştım. : -At o elindekileri kayısıları yere! Nefer bir kaç kayısı attı, fakat elinde daha bir kaç tane sakladığı belli. -Hepsini, hepsini at! Nefer bir kaç tane daha attı. -Hepsini atacaksın diyorum sana! Diyerek atımı üzerine sürdüğümü ve kayısıların hepsini atmaktan başka çare kalmadığını gören nefer artık herşeyi göze aldı, elinde son kalan iki kayısıyı birden ağzına attı ve: -Artık ne yaparsan yap der gibi bir tavır ile bana doğru dönerek hızlı hızlı çiğnemeye başladı, bu çok komik duruma kendim de gayriihriyari gülmekle beraber başçavuşa da şu emri verdim : -Başçavuş! Bu neferin çantasına ceza olarak iki okka daha yük ilave edeceksin. Emrim yapıldı ve nefer iki kayısı pahasına iki gün iki okka fazla yük taşıdı. Bu müthiş sebze ve meyva ihtiyacını bilhassa Sakarya'ya çekildikten sonra biz de korkunç surette hissetmiştik. Geriden et, ekmek ve diğer erzak oldukça bol geldiği halde sebze ve meyva gönderilemiyordu. Daha doğrusu o vakitler bu mübarekler bizzat Ankara'da dahi çok az bulunuyordu. Bu ihtiyaç arasında İzmir'li bir subay arkadaşımın sık sık şu temennisini bir türlü unutamam. -Allahım üzümden, kavun karpuzdan vazgeçtim fakat ne olur ki iki tane kırmızı domates gönder...
Sayfa 168 - Kamer Yayınları·Kitabı okudu
Reklam
Reklam