M. Uğur Derman

Ömrümün Bereketi : 1 author
Author
9.7/10
4 People
16
Reads
16
Likes
1,210
Views

Most Liked M. Uğur Derman Quotes

You can find Most Liked M. Uğur Derman quotes, most liked M. Uğur Derman book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sıhhati yerinde, keyfi yerinde, Yaşlıca bir gencim, ihtiyar değil!
Sayfa 128 - Rıza TevfikKitabı okudu
XIX. asırda, bilhassa Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz'in saltanat yıllarında, zenginlerin zenginlere diş kirâsı vermeleri usûlünün devam ettiğini, Sultan II. Abdülhamid zamanında ise bunun daha ziyade fakirlere tahsis olunduğunu, Balıkhane Nâzırı Ali Rıza Bey yazar.
Sayfa 71
Reklam
1908 yılına gelindiğinde, 25 yaşındaki Necmeddin, Üsküdar Yeni Valide Camii'nin ikinci imamı, muhtelif yazı çeşitlerinden icazet sahibi genç bir hattat, ebru san'atkârı, kâğıt terbiyesinde ve mürekkep îmâlinde usta, okçulukda mahir bir sporcu ve ayrıca eski hattatların eserlerini toplamağa ve onları inceleyerek hattın inceliklerini kavramağa çalışan zekî ve dikkatli şahsiyetiyle karşımıza çıkıyor. Dikkatine şu vâkiayla işaret etmek istiyorum: Câmide vazifeli olduğu sıralarda, avludaki musluklardan abdest alanların cebinden para çalan bir yankesici câmie dadanmış. Hadise birkaç defa tekrarlanınca, oranın sorumlusu sıfatıyle Necmeddin Efendi bundan büyük bir rahatsızlık duymuş ve namaz evveli muslukların önünü uzakdan tarassut altına almış. Uzun bir takipten sonra, nihâyet yankesiciyi suçüstü yakalamış. İş mahkemeye intikal ettiğinde, adam suçunu hâkimin huzurunda inkâra kalkışmış: bunun üzerine Necmeddin Efendi hırsızlığın bütün kaide ve inceliklerini gözönüne serecek şekilde, olanları hâkime nakledince, şaşıran hırsız: "Bu hoca, muhakkak yankesicilikden yetişmedir!" diyerek, suçunu mecburen kabullenmiş ve mahkum edilmiş!
Sayfa 357
Üç oğlu içinde müstesnâ san'atkârlığıyla dikkati çeken oğlu Sami'nin henüz 22 yaşındayken peritonitten vefâti, Necmeddin Hoca'yı haylı sarsar, lakin "Bâkî kalanın ancak Allah olduğu" inancıyla teselli bulur. Sami'nin Yeni Câmi'deki cenaze namâzını, imâmete geçip de kıldırmağa baba olarak nasıl dayanabildiğini kendilerine sormak gafletime Hoca'nın cevabını unutamam: "Resûlullah, ciğerpâresi İbrâhim'in namazını kıldırmağa nasıl dayanabildiyse, öyle!".
Sayfa 361
Rüşdiye tahsilini bitirdikten sonra lise eğitimi için Üsküdar İdâdîsi'ne giren Necmeddin (Okyay), buraya bir yıl devam etti. Ancak salı günleri hat meşkı almak üzere Nuruosmaniye'ye gitmesine müsaade edilmeyince tahsilini bırakmağa karar verdi; zâten devlet memûru olmak gibi bir niyeti de yokdu. Bu arada eline geçen bir ebrû (ebrî) kâğıdı, öğrenmek iştiyâkında olan bu gencin fevkalâde ilgisini çekdi. Bu sanʼatı yegâne bilenin Üsküdar Özbekler Dergâhı Şeyhi Hezârfen Edhem Efendi (1829-1904) olduğunu da duyunca, kendisinden ebrûculuğu tahsîl etmek üzere Sultantepesi'ndeki Dergâh'a çıkmayı iş edindi.
Sayfa 355
Câmideki vazifesi icâbı, henüz sarık-cübbe kıyafetiyle dolaşmak hakkına sahip bulunan Necmeddin Efendi'nin sür'atli yürüyüşünü, talebesinden Süheyl Ünver hocamız: "Cübbesi, yolda giderken, Necmeddin Efendi'nin arkasından yetişemezdi!" cümlesiyle anlatırdı.
Sayfa 359
Reklam
Geri13
39 öğeden 31 ile 39 arasındakiler gösteriliyor.