M. Uğur Derman

Ömrümün Bereketi : 1 author
Author
9.7/10
4 People
16
Reads
15
Likes
1,182
Views

M. Uğur Derman Quotes

You can find M. Uğur Derman quotes, M. Uğur Derman book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Necmeddin Okyay Üstadın Hattat Sâmi Efendi'nin vefatına düştüğü beyit
Serferû eyler cihân, târîh-i Necmeddin için: Göçdü Sâmi, kaldı Râkım mesleki üstadsız...
Sayfa 365
Ne demişler:"Mangal kenarı, kış gününün lale-zarıdır". Şimdi, yerini kalorifere bırakmanın yanıklığı içinde, o lale bahçesi artık külden ibaret...
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Necmeddin Hoca Tuğrakeş Hakkı Bey'le yakınlaşınca ve gülcü Şükrü Baba'yı da tanıyınca, onlardaki gülcülük merakına kendini de kaptırmışdır. Üsküdar'daki ahşab evinin ulu ağaçlarla dolu 4000 m²'lik bahçesinin bir bölümü nü 1926'da gül yetişdirmeğe ayırmış ve burada 400 çeşide kadar gül yetiştirmiş. yarışmalara katılıp madalyalar almıştır. İşin asıl hoş tarafı, her gülün botanik künyelerini latince olarak bilmesi ve gördüğü cinsi bu isimle tanımlamasıydı. Üstad'daki şu gül aşkına bakınız ki, benim kendilerine mülâkî olduğum 1955 yılında bile, artık eskisi gibi meşgul olamadığı için, yine de kırk çeşid gülü kalmışdı.
Sayfa 360
16. asrın sonlarında Osmanlı idaresine geçen Amasya Buharalı Türk’ün hicret yeri olmuştu. Bunlar arasında, “Sühreverdi” tarikatına mensup bir şeyh de vardı. İsmi Mustafa olan bu genç “Dede” Peygamberimizin “Evleniniz, çoğalınız” emrine, şahsı için uyma zamanının geldiğine kanaat getirmişti. Bu fikirle, bir gün Amasya’da gezerken, keşfi açık mübarek bir zata rastladı. Bu zat, onun kalbinden geçenleri okuyup, “Ey Dede! Senin evleneceğin, filan mahallede bir fakir kadının kızıdır, ondan başkası değildir. Almakta tereddüt etme!” dedi. Mustafa Dede, hemen bu emri yerine getirip, o fakir kızını buldu ve aldı. Sonra, o keşfi açık zat ile tekrar görüşerek bu tavsiyenin sebebini sordu. Mübarek, bu defa ellerini kaldırdı ve “Madem ki, sen o fakirenin kızını aldın. Allah, sana ondan öyle ir çocuk versin ki, kemalatı, irfanı ve güzelliği, her yerde bilinip söylensin, namı kıyamete dek kalsın, ismi de Hamdullah olsun” diye dua etti. İşte “Hamdullah” ismini verdikleri istikbalin hat dehası, 1429 yılında Amasya’da doğdu. Büyüyüp de, güzel yazıya karşı alaka duyunca – muhtemelen Amasya’da oturan- devrin hat üstadı Maraşlı Hayreddin’e devama başladı, icazet aldı. Bu arada, hocasının hocası Abdullah-ı Sayrefi’nin yazılarını tedkik ederek ile görgüsünü artırdı.
Sağlığında nice ehl-i hünerin Bir tutam bile tuz yoktur aşına Öldürüp evvel onu açlıktan Sonra bir türbe dikerler başına Ferid Kam
Hepimiz faniyiz; diğerlerimizden bir gün evvel, bir gün sonra Huzur'a varacağız. Bundan tabii ne olabilir ki...
Sayfa 501Kitabı okudu
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.